Sonuçlar sürpriz değildi

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın... Seçimi, siyaseti, toplumun nabzının nasıl attığını bilmemesi imkânsız.
Seçim kampanyasının en çok dolaşan lideri olan Erdoğan'ın... Meydanlarını ve seçmenin eğilimini okumaması da imkânsız.
Şunu söylemek istiyoruz:
31 Mart sandık sonuçları Erdoğan için sürpriz olmasa gerek.

***

Yaya kalan kadrolar
Seçim kampanyasında Erdoğan'ın nasıl çalıştığını yazmaya gerek yok... Sağır sultan bile biliyor.
Adana'dan Hakkâri'ye... Şanlıurfa'dan İzmir'e... Ağrı'dan Yozgat'a... Koştu da koştu... Yakın siyasi tarihin maratoncusu.
Ama... AK Parti kadrolarının, Erdoğan'ın temposunun çok gerisinde kaldığını söylemeliyiz.

***

Görünen köy
Manisa'ya gitmiştik... Şubat başında... Çarşı, pazar... Kamuoyu yoklaması...
Ertuğrul Aytaç... Gazeteciler Cemiyeti'nde... 37 yıl başkanlık yaptı... Manisaspor'un eski başkanı... "Mevcut Başkan Cengiz Ergün'ün işi zor" demişti:
- Seçimi CHP alır. (15 Şubat 2024.)
Ali Demiryürek... Manisa'nın en eski berberi... Aynı şeyi söylemişti:
- Rüzgâr, tersten esiyor... Seçimi CHP adayı Ferdi Zeyrek alırsa kimse şaşırmasın.
Afyon'a gitmiştik... 19 Mart'ta... Şehirde ilk kez farklı bir hava gördük.
Mehmet Emin Güzbey... Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı... Yerel Odak Gazetesi kurucusu... Yazarı.
"CHP adayı Burcu Köksal her geçen gün yol alıyor" demişti.
İftar... İkbal lokantası... Yine Burcu Köksal konuşuluyordu.
Son örneği Balıkesir'den verelim;
Semra ve Kamil Akyürek... Gazeteci eşler... Yerel Merhaba Gazetesi.
"Bu seçimin farklı olduğunu" söylemişlerdi:
- Sandıktan CHP adayı Ahmet Akın çıkacak gibi.
Uzatmayalım...
Ertuğrul'un, Mehmet Emin'in, Semra ile Kamil'in gördüğünü... Yılların siyasetçisi Erdoğan'ın görmemesi mümkün mü?

***

Dersimiz siyaset
Siyasette... Demokratik baskı grupları vardır:
İşverenler... İşçiler... Ve köylüler.
Demokrasi kültürünün yerleşmediği ülkelerde silahlı kuvvetler de bir baskı grubudur... Yakın bir tarihe kadar bizde de öyleydi.
Bitmedi... Türkiye'ye özgü bir baskı grubu daha var: Esnaf.
Son zamanlarda nur topu gibi yeni bir baskı grubu daha doğdu... Emekliler.
 Köylü... Kırsal nüfus... Tarım ve hayvancılık para getiriyor ama... Girdi maliyetleri yüksek... Mazot... İlaç... Gübre.
 Esnaf... Zincir marketlerin baskısı altında... Zincir market çorap da satıyor, dondurma da... Simit de satıyor, ayakkabı da.
 Ve emekliler... Hem emeklilik sistemi sakat hem de düşük emekli maaşı alan kesim zor durumda.
Siyaset yapıyorsanız... Baskı grupları dersini de bileceksiniz.

***

Devlet adamı davranışı
Erdoğan gibi ilk gençlik yıllarından beri siyasetin içinde olan... Siyasetle yatıp siyasetle kalkan bir isim emekli baskısını görüyordu... Biliyordu.
İstese... Emir verirdi... Seçim öncesinde para dağıtırdı... 5 bin lira... 10 bin lira.
1. Para dağıtarak... Yürüyen ekonomi politikasına çomak sokmadı...
Doğrusunu yaptı.
2. Ekonomide bir sorun varsa... Tedavisi aspirin değil... Bayram öncesi ikramiye aspirin olurdu... Belki biraz oy getirirdi... Ama hem seçimi almaya yetmezdi... Hem de ekonomik programa zarar verirdi.

***

Çakırbeyli... "CHP" dedi
Adnan Menderes'in köyü... Aydın, büyükşehir olunca... Mahalle statüsüne girdi.
Yeşillikler içinde... Tertemiz bir yer.
Nüfus... 800 kadar.
Seçmen sayısı... 520.
Muhtara sorduk... Özer Orcan... 31 Mart'ta yine kazandı:
- Çakırbeyliler kime oy verdiler?
Muhtar, "Yolumuz Menderes'in yolu... Yolumuzda sapma yok" diyerek, söze başladı... Sonra da dedi ki:
 Bizim burayı iyi bilirsiniz... Emekli çok... 150'den fazla... Emekli zorda.
 Tarım... Hayvancılık... Gelir iyi olmasına iyi de, masraf yüksek... Elektrik... Mazot... Tohum... Gübre... İlaç...
 Halk, Tayyip Beyimizi çok seviyor... Ama bu seçimde biraz dikkatini çekivermek istedi.

***

Ölçülü kutlama
Türkiye'de, Karaoğlan fırtınasının estiği dönemdi... 1977.
Bülent Ecevit başkanlığındaki CHP sandıkları patlatmıştı... Yüzde 41,8.
Seçim gecesi... CHP Genel Merkezi'nin bulunduğu Farabi Sokak'ta... Sabaha kadar davul çalınmıştı.
Araç konvoyları... Kornalar... Sloganlar... Ankara'nın caddelerinde, sokaklarında tur atmışlardı.
Süleyman Demirel'in evinin bulunduğu Güniz Sokak'ta... Korna sesleri... Yakışıksız sloganlar... Yeri göğü inletmişti.
31 Mart 2024 gecesine gelince;
Türkiye... Eski, çocukluk hastalığını atlatıyor... Galip gelen elbette sevinecek... Ama ölçüyü kaçırmadan.
Seçim gecesi... Ölçü kaçırılmadı... Önemli gelişme.

***

Kırık masa
Altılı masa... Ayakları kırık... Üstü çizik içinde... Masa demeye bin şahit gerek.
Zaten... Yanlış... Çürük bir masaydı.
Kimi, eski partisinden intikam almanın peşindeydi.
Kimi de... Pazarlığın... CHP üzerinden koltuk kapmanın derdindeydi.
Diğerlerini anlıyoruz da...
Meral Akşener'in o masada ne işi vardı?
Oturması yanlıştı... Sonunda kalktı... Ve geri döndü... Alın size bir yanlış daha.
Sonra... Dost bildiklerinden gelen kazıklar demek ayıp kaçacak, yediği darbeler... Kendi deyimiyle ihanetler.
Yazık oldu Meral Hanım'a.
Akşener'e... Bir dönemin, Anadolu fırtınası... Efsane siyasetçi Osman Bölükbaşı'nın... Siyasete veda ettiği, Bir Ömrün Hikâyesi şiirinin son dörtlünü hatırlatsak... Alınır mı acaba?
"Fazilet yolunda çektim çok çile,
İkbale kul olup düşmedim dile,
Bulmadım vefayı dostlarda bile,
Seraba harcanmış ömre yanarım."

***

Ceza
Harzemşahlar Sultanı Celaleddin Harzemşah, akılcı sözler söyleyen ve yapıcı eleştiri getirene armağan verirmiş.
Tembeli... Kendisini memnun etmek için yalan söyleyeni... Dalkavukluk edeni ise... Cezalandırırmış.
Görünen o ki... Erdoğan'ın cezalandıracağı çok kişi var.