Açıklamamıza vatan için şehit olup Hakka yürüyen şehitlerimize Allah’tan rahmet dileyerek, hastanede yatmakta olan güzel ve naif İnsan Mustafa Kahraman Öğretmenimize de acil şifalar dileyerek başlamak istiyoruz.Toplumsal ve sosyal bir sorun olarak gördüğümüz şiddetten en çok etkilenen kesimlerin başında eğitim çalışanları gelmektedir. Hemen her gün eğitim çalışanlarına yönelik şiddet haberleri ile sarsılıyoruz. Çok üzücü bir şekilde Şehit Yunus Çiçek MTAL ‘de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni arkadaşımız, 15 yaşındaki MESEM Öğrencisi tarafından gerçekleştirilen bıçaklı saldırı sonucu yaralanmış, çok şükür ki başarılı ameliyatlar sonucunda hayati tehlikeyi atlatmıştır. Şu anda da yoğun bakımda tedavisi devam etmektedir”
ÖĞRETMENLERİMİZ HİÇ HAK ETMİYOR
“Şiddet; günümüzün kanserden daha tehlikeli bir hastalığı haline gelmiştir” diyen Demirci, “Eğitimcilere şiddet olaylarının 17.10.2011 Adana’daki Tahsilli İlköğretim Okulu’nda okulun öğretmeni Zeynep Akıncı, tartıştığı bir velinin saldırısına uğraması ile gündem oluşturmaya başladığı, artarak ta günümüze kadar 13 yıldır devam ettiği görülmektedir. En son da 22.12.2023 tarihinde Cuma günü naif insan Mustafa Kahraman Öğretmenimiz, derse geç gelen öğrenciden idareden GEÇ KAĞIDI almasını istediği için sırtından bıçaklanmıştır. Görüldüğü üzere eğitim çalışanlarına şiddet haberlerinin sonu gelmiyor. İlim irfan yuvası okullarımızda çocuklarımıza sadece okuma yazma, matematik, fen bilimleri değil; her şeyden önce ahlaklı, erdemli insan olmayı öğreten, öğrencilerini çocuklarından ayırmayan, imkânı olmayan öğrencilere yardım eli uzatan bu öğretmenlerimiz hiç hak etmedikleri halde saldırıya uğramaktadır” dedi.
PSİKOLOJİK ŞİDDETE MARUZ KALMAKTAYIZ
Demirci, “Öte yandan yine onlarca öğretmenimiz, eğitim çalışanımız her yıl öğrencileri ya da veliler tarafından fiziksel, sözlü, psikolojik şiddete uğramaktadır. Eğitimciler sustukça saldırılar artmaktadır. Düşünebiliyor musunuz, geçtiğimiz yıllarda 6 bin 728 eğitimci ile yaptığımız anket çalışmasında, ankete katılan öğretmenlerin yüzde 48,7’si meslek hayatında bir ya da daha fazla sayıda şiddete maruz kalmış. İşte bu rakam, “eti senin, kemiği benim” anlayışının çok gerilerde kaldığını, eğitim çalışanlarının statü kaybının travmatik boyutlara ulaştığını, yıprandığını, şevkinin kırıldığını, ilk günkü heyecanlarını yitirdiğini, eğitimcilere verilen kıymetin süslü laflarda kaldığını çok net ortaya koyuyor” dedi.