Bildiğiniz üzere günümüzde hayvana şiddet deepey bir artış var;nedendir bilinmez fakat bu durum insanlardaki öfkeyi tetikleyen en büyük etmenlerin başında yer alıyor.
Sanıyorum ki bu insanlardaki tahammülsüzlük sadece insana özel bir şeyde değil; BU öfke,doğada olan canlı cansız ne varsa her şeyedair…
Örneğin; Yazın çimlerin üzerinde otururkenstresle otları yolmaya başlar yada telefonda birine sinirlenir telefonu çarparız.
Çünkü suç telefondadır.
En önemlisi doğadaki canlılar!
Onlar sadece hayatta kalma mücadelesi verirken ve kimseye zararları olmazken üstüne üstlük bizleri, evimizi, malımızı korumalarına rağmen insan hiddetinden kaçamıyorlar. Mutlaka bir yerde insanların şiddetine, işkencesine, maruz kalıyorlar. Ayrı bir örneklemede bulunmak gerekirse, hayvan dostlarımız; çocukların eline oyuncak niyetine verilip…
Sırf çocuğu sussun diye…
Çocuk dediğin bilmiyor ki hayvana nasıl davranacağını; haliyle birde böyle de bir işkenceye maruz kalabiliyorlar.
Şu dünyada asıl insanlardan korkmamız gerekirken ağzı olup konuşamayan, derdini anlatamayan, insanlardan korkan,yaz kış doğada kendi kendilerine yavrularına bakmak için o çöplükten o çöplüğe dolaşan hayvanların bile insanlar üzerinde bir değeri kalmamış.
Esasen baktığımız zaman kimsenin de Allah korkusu kalmamış.
Son zamanlarda gerek sosyal medyada, gerekse haber yayın organlarında hayvana şiddet haberleri fazlasıyla gelmeye başladı. Kim bilir belki de günümüzde sosyal medya fenomenliği uğruna artık insanların kendilerini ön plana çıkartmaları için böyle bir şey yaptığını düşünüyorum
Ama yazık!
Ama günah!
Bakin ne diyor Peygamber Efendimiz(sav);
Sebepsiz yere öldürülen serçe gibi hayvanların mahşer gününde davacı olacağını bildirdiği bir hadisi yanında şu uyarısı son derece manidardır: “Küçük bir serçeyi veya ondan büyük her hangi bir canlıyı haksız yere öldüren kimseden Allah Teâlâ bunun hesabını mutlaka soracaktır!”
Konumuz hayvana şiddet belki ama ben bunu tahammülsüzlükle ilgisi olduğunu düşündüğüm için biraz daha konuyu dağıtmak istiyorum.
Neden insanlar tahammül edemiyor neden sınırını öfkesini başka şeylerden ve o güzel canlılardan çıkartır biraz göz gezdirelim mi?
Geçimsizlikten olabilir mi?
Hayatın insanlara verdiği sıkıntılar mi?
Yada günümüzde çoğalan hastalıklar mi?
Konumuzla ne ilgisi var dediğinizi duyar gibiyim şimdi hepsini tek tek açacağım
GEÇİMSİZLİK
İnsanların sinirleri çok bozuk geçtiğimiz son yıllarda her kafandan bir ses çıkıyor böylece insanlara gına geliyor yeter artık dedikleri noktada önünde arkasında ne varsa bundan çıkarıyorum sinirini en başta da söylediğim gibi ya bir telefondan ya bir ağaçtan yada telefondakine karşı tarafa sinirleniyor telefonu çarpıyor yada komşusuyla tartışıp ağacı kesiyor bunun gibi önümüzde çok çok örneklerimiz gerek kendi hayatımızda gerekse başkalarının hayatında.
Birde hayatın vermiş olduğu sıkıntılardan mi diye düşünmüştük birazdan onlara bakalım.
HAYATIN VERMİŞ OLDUĞUNU NE GİBİ SIKINTILAR VAR!
Baştan en önemlisi geçim sıkıntısı olduğunu artık çocuklar biliyor “Ben kendime zor bakıyorum bu ite nasıl bakayım” diyor.
Sonrada evinde beslediği yada bahçesinde baktığı hayvanı bir çuvala koyup göl kenarına bırakıp geliyorlar neden çünkü alıştı bir daha gelmesin diye bakabileceğini düşündüğü hayvanı barınaktan ya da sokaktan alıp evine getiriyor kendine alıştırıp sonrada bakamayacağım deyip ya zehirliyor yada dediğim gibi çuvala koyup nefes bile almamasına sağlarcasına ağzını bağlayıp bir kıyıya köşeye atılıyor…
Son olarak sözünü ettiğimiz hastalıklardan mi acaba diye düşündüğümüz bir şey daha vardı onları da gözden geçirip konuyu toparlamak istiyorum.
Hastalık…
Bunu sadece hayvanlara değil bizlere de yapıyorlar. Zira hayvanlarla insan anatomisi bir olmadığı gibi en çok testler; fareler, tavşanlar vb. gibi hayvanlar üzerinde yapılıyor.
Nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini bilmiyorum ama bunu yapmamaları gerektiğini biliyorum. Sürekli deneylerle onlara üzerinde yapılan testler bir yönden doğanın dengesine müdahaleyi açık hale getiriyor.
Teknoloji ne kadar ilerlerse hastalıklar aynı paralel düzlemde ilerliyor
Tek kelime ile bitirmek gerekirse
Durum vahim!