Syckes-Picot ile Orta Doğu’yu dizayn edenlerin Suriye’deki yeni

gelişmeler karşısında kendi çıkar ve menfaatlerinin korunması için

İtalya’nın 9 Ocak’ta ev sahipliği yaptığı Roma’daki toplantıya ABD

ve ev sahibi ülke dışında İngiltere, Fransa ve Almanya’nın dışişleri

bakanları da katıldı.

Geçmişte Osmanlı Devletinin toprağı olan bölgede Syckes-Picot ile

istedikleri gibi dizayn edenlerin karşısına bölge ülkelerinin birlikte

hareket etme cesaretini göstererek verdikleri cevabın ise

S.Arabistan’ın ev sahipliğini yaptığı Riyad toplantısı ve öncesi

Afyonkarahisar'daki Zafer Teknopark'ta yazılım çalışmaları! Afyonkarahisar'daki Zafer Teknopark'ta yazılım çalışmaları!

Ürdün Toplantısı ile Arap Birliği’nden Suudi Arabistan, Suriye,

Bahreyn, Mısır, Irak, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Umman, Katar ve

Birleşik Arap Emirlikleri dışişleri bakanlarıyla Riyad’da düzenlenen

Suriye toplantısı ile cevap verildi.

Batı, Suriye’de bölgesel çıkarlarını kayıp etme korkusu yaşarken

bölge ülkeleri ise kendi geleceklerinin kaderini tayin etme hakkının

sadece kendilerinde olduğunu gösterdikleri bu toplantı ile Suriye’nin

geleceğini Suriyelilerin vereceği karar ile şekilleneceğini ortaya

koydular.

Bölgede savaş ve kandan beslenenlerle, artık bu durumdan bıkmış

olan bölge ülkelerinin, bölgenin zenginleşmesi ve toprak bütünlüğü

korunmuş bir Suriye ile beraber Lübnan, Irak, Ürdün ile beraber

Filistin Devletinin kurulması adımlarının geleceğini gören Batı, bu

durum için kendi politikaları ile nasıl bir cevap verilmesi konularının

görüşüldüğü Roma toplantısı ile İsrail ve bölgede kendilerine hizmet

eden vekil aktörleri koruma ve destek açıklamalarıyla kendilerine

çıkış yolu arama gereği duymaktadırlar.

Bölge ülkelerinin ve bölge insanlarının kendileri için hiç bir

kıymetinin olmayan politikalardan vazgeçmediklerini yaptıkları

açıklamalar ile ortaya çıkmaktadır.

Kendi çıkar menfaatlerini dizayn etmek için ilk günden bu yana

destekledikleri İsrail’in bölgedeki konumunun korunması ve bölgede

İsrail için yeni düşman Türkiye senaryolarının ön plana çıktığı yeni

raporlar ile kendilerine yer edinme çabası içinde olanların bu tür

raporlar ile bölge dinamiklerini dizayn etme gayretini ortaya

koydukları görülmektedir.

Yeni Düşman Yeniden Varlık gösterme anlamına gelen bu tür

politikalar üretenlerin bölge ülkelerinin bir ittifak yapmalarından nasıl

korktuklarının göstergesi olarak karşımıza çıktıkları bilinmelidir.

PKK/YPG’nin güvence olarak gördükleri ABD’nin bölgeden

çekilmesi halinde Türkiye’nin bölgeye geleceğinden, bu nedenle

İsrail’in PKK/YPG daha çok yardım etmesi gerektiğini söyleyenlerin

Türkiye ile İsrail’in karşı karşıya gelmesiyle bölgede dengelerin

değişeceğini gördükleri görülmektedir.

Türkiye’nin Esad sonrası Suriye’deki güç noktası İsrail için

yayılmacı ve sınırları belli olmayan İsrail’in son bulması anlamına

geldiğini görmektedirler.

ABD içindeki Neo Con Siyonist yapılanma ile İsrail, parçalanmış bir

Suriye istedikleri bilinmelidir. Parçalanmış bir Suriye, İsrail için

bölgedeki diğer devletlerin parçalanması için giriş kapısı olarak

görülmektedir.

Terörsüz Türkiye politikası ile bölgede ve içeride birçok beklentiyi

sekteye uğratan Türkiye terör ve teröristle kararlı mücadelesi teröre

destek veren uluslararası yapıları ortaya çıkaran açıklamaları ile zor

durumda kalan Batılı ülkeler, kendilerinin bölgedeki çıkarları için

Suriye’nin yeni yönetimi ile görüşmek ve bir takım dayatmalar ile

kendilerini göstermelerinin nedeni bu durumdur.

Terörsüz Türkiye demek bütün insiyatiflerin Türkiye’nin elinde

olduğunun net bir şekilde ifadesidir.

Terörsüz Türkiye Irak ve Suriye’nin terörden arınması kalkınması ve

bölgede barış ve refahın gelmesi anlamına geleceği kesindir.

Bölge ülkelerine yerleşen terör örgütleri ve onları destekleyen bütün

yapıların bölgeden çıkarılması anlamına gelmesiyle beraber bölge

için dizayn ettikleri bütün planların son bulması anlamına gelecektir.

IMEC ile Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Hattı bir ‘bliss’ yani ‘lütuf’

ifadesi ile Netanyahu’nun açıkladığı ve İsrail, o güzergahı kendi

çıkarları için dizayn etme politikalarının son bulmasıdır.

İsrail’in stratejik nokta atışı operasyonları bölgede huzursuzluğun

kaynağı olduğu kesindir.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Eylül 2023’te yani 7 Ekim

süreci başlamadan 10 gün önce Birleşmiş Milletler Genel

Kurulu’nda elinde üzerinde ‘Yeni Orta Doğu’ ifadesi ile bölge için

nasıl bir plan içinde olduklarının göstermiştir.

Bu durumun sonunun geldiğini gördüklerinde yeniden kendileri için

bir çıkış yolu planı yapanların Türkiyesiz Suriye masası kuranların

asıl masanın ŞAM’da kurulduğunu kabul etmelerinin biraz zor

olacağı görülmektedir.

Mehmet BOZKUŞ

Kaynak: CEMİLE KAYTAN