Dr. Barutçu, kırığın bulunduğu bölgeye bağlı olarak kemiğin yakınlarındaki tendon, sinir, damar, organlar, bağ ve liflerin de zarar görebileceğini belirtti.
Tedavi sürecinde kırılan kemiğin hareketsiz kalmasının önemli olduğunu vurgulayan Dr. Barutçu, "Hareketsizlikle birlikte eklem hareketi kısıtlanır, kas güçsüzleşir, eklemin fonksiyonelliği bozulur, eğer kırık bacak bölgesinde ise yürüme bozulur" diye konuştu.
Dr. Barutçu, kırık rehabilitasyonuna erken başlamanın önemini vurgulayarak, "Kırık rehabilitasyonuna, hasta henüz ortopedi servisinde yatarken başlanmalıdır. Erken dönemde ödemi dağıtmak, eklem hareket açıklığını, kas gücünü korumak için mümkün olduğu kadar erken fizik tedaviye başlanmalıdır" dedi. Erken rehabilitasyonun amacının, atrofi, kontraktür ve yapışıklıkları önlemek, tendon ve kas liflerinin uzunluğunu korumak olduğunu belirtti.
Kırık rehabilitasyonunun, bir Fizik Tedavi Uzmanı tarafından kontrol edilerek yapılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Barutçu, aksi takdirde yanlış uygulamaların hastalara kalıcı hasar verebileceğini söyledi.
Kırık rehabilitasyonu sürecinde yapılanlar arasında ağrı ve ödemi azaltmak, eklem hareketi açmak, kasları güçlendirmek, genel fonksiyonelliği arttırmak için egzersizler yapıldığını aktaran Dr. Barutçu, ağrı kesici tedaviler, elektrik stimülasyonu, sıcak veya soğuk uygulamalar, ultrason ve masaj gibi yöntemlerin de kullanılabileceğini belirtti.
Dr. Barutçu, kırık rehabilitasyonunda kriyoterapi, robotik lazer, manyetik alan tedavisi ve hidroterapi gibi tekniklerin etkili olduğunu söyledi. Kriyoterapinin ödemleri azaltmada etkili olduğunu, robotik lazerin iyileşmeyi hızlandırmada etkili olduğunu, manyetik alan tedavisinin kırık iyileşmesinde ve ağrı azaltılmasında yardımcı olduğunu, hidroterapinin ise yüklenmeden ve ağrısız egzersiz yapmaya olanak sağladığını ifade etti. F/Ö