Kayacan & Doğruöz'ün iplikleri pazarda!

Abone Ol

Güzel aşık cevrimizi
Çekemezsin demedim mi?
Bu bir rıza lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi?

Bu dörtlükler her ne kadar genelde yazılarımızda klasik olarak yazıdan bağımsız olarak kullanılmış olsa da, bu sefer bir değişiklik yapıyorum.

Dörtlüklerin muhatabı Yeniden Refah Partisi Bolvadin İlçe Başkanı Ahmet Doğruöz’dür.

Bilmeyerek dolaylı ya da doğrudan yaptığım bir hatayı da itiraf edeceğim sizlere bu yazımda.

Normalde olsa çaylarınızı ya da kahvelerinizi alın derdim ama şu an bir şey içilecek zaman değil kıymetli okuyucular.

Ben en başta söylemiştim…

Fakat dediklerimi Sayın Doğruöz anlamadı.

Size hikayeyi en başından anlatacağım!

Ahmet Doğruöz ile olan birebir tanışıklığımız aslında şu anda imam olan oğlu Abdülkadir Doğruöz vasıtasıyla oldu.

Oğul Doğruöz’ün ilçe merkezine atanması noktasında bitecek işi yüzünden benden bir zaman önce Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal’ın iletişim bilgilerini telefon yoluyla istemesiyle başladı.

Sonuçta milletin vekilidir…

Elbette her vatandaşla içli dışlı olabilir. Hatta bir diyanet personeli bile iletişime geçerek kendisinin bitecek işi konusunda vekillerden talepte bulunabilir.

Sahi bulunabilir mi?

Normalde belli kriterler ile bu atamalar gerçekleşmiyor mu?

Çok pardon bazen Türkiye’de yaşadığımızı unutuyorum işte. Mazur görün!

Bu diyalogtan bir müddet sonra yine bununla ilgili bağlantılı bir konuda ben kendisine Bolvadin’de ilçe başkanı olarak teşkilat kurmak istediğimi önerebileceği isimler olup olmayacağını sorduğumda bana “Abi babam var, eski milli görüşçü hem de dedi”.

“Eski Milli Görüşçü” cümlesi maalesef o anda bende çok ciddi bir zafiyete neden oldu ve doğru dürüst araştırma yapma ihtiyacı hissetmeden, tabiri caizse teşkilat filizlensin yeter ki Bolvadin’de diye hemen durumu dönemin Yeniden Refah Afyonkarahisar il Başkanı'na aktardım.

O dönem ilçe ve belde teşkilatlarını kurma acelemizden ötürü maalesef çok araştıramadık.

Bilemedik, Doğruöz’ün Kayacan’ın güdümünde onun gölgesinde ilerlediğini…

Allah beni affetsin…

Benim o dönem partide iki görevim vardı. Birincisi Genel Merkez düzeyinde Milli Siyaset Kurulları Basın Enformasyon Kurul Üyeliği, ikincisi ise Afyonkarahisar’da  İl Başkan Yardımcılığı ve Siyasi İşler Birim Başkanlığı idi.

Bu görevlere rağmen sırf teşkilat filizlensin de Milli Görüş’ün kalesi olan Bolvadin’e Yeniden Refah Partisi’nin bayrağı dalgalansın diye Ahmet Doğruöz’ün altındaki bir fotoğrafçı gibi çalıştım. Çıktı almaktan aciz olan kendisinin tüm izin ve faaliyet dilekçelerinin çıktılarını alıp eline verdirene kadar özveride bulundum.

Ama gelin görün ki, Doğruöz’ün rotası çok başka imiş…

O dönemlerde henüz daha ittifak yokken Ahmet Doğruöz, daha önce Ak Parti’den sırf aday gösterilmedi diye bayrak açan Kayacan ile siyasi kur yapmaya başlamış bile.

Aslında ikisinin sürekli olarak diyalog halinde oldukları bilgileri ifade ediliyordu. Gözümün içine baka baka gerçeği gizlemesinin ardındaki figüranları ortaya çıkartmak için tabiri caizse “Salağa yatmaya” karar verdim.

Bir görüşmemiz esnasında, “Başkan en doğrusunu sen bilirsin ama Kayacan’a adaylık vadettiğiniz doğru mu” dediğimde yemin billah ederek bu durumu yalanladı.

İnandım dedim!

Öyle ya hani bir kıssa var. Bir terki namaz bir dergaha girer ve onlardanmış gibi yapar. Dergahın önde gelenleri şeyhe gider ve bu adam ibadet etmiyor burada yiyip içip yatıyor bize de namaz kılıyorum diyor sen feraset sahibisin şeyhim buna müdahale etmemendeki hikmet nedir diye sorduklarında şeyh onlara “Bizi namazla kandırana biz kanarız evladım” der…

Teşbihte hata olmaz…

İnanmış gibi yaparak yine ne kadar ileriye gidebileceğini görmek istedim.

Ve en son yaşanan kulak çekme olayında ise kendi söylediği sözleri kendisi farkında olmadan yalanladı.

Nasıl mı?

O halde kulak çekme olayına bir bakalım.

Bolvadin Belediye Başkanı Fatih Kayacan ile ilgili yapmış olduğum birkaç haber vardı. Özellikle Alaca Camisi karşısında yaptığı konutlarla alakalı konulara girince rahatsız olmuş olacak ki, babasını da yanına alarak Ahmet Doğruöz ile konuşmuşlar.

Bizzat Ahmet Doğruöz ve onun dışında bir çok şahit de bu durumu bana teyitlemiştir.

Alaca konutları haberimin sonrasında Başkan Kayacan, “Şu Ali’nin kulağını çek, çok üzerimize geliyor” diyerek Ahmet Doğruöz’e emir vermiştir. Ahmet Doğruöz ise kendisini oraya getiren, cemiyet içerisinde herkesin kendisine “Başkan” diye hitap edilmesine vesile olan şahsıma ve kendisinin dahi ilçe başkanı olmasını unutarak il başkan yardımcısının sözde kulağını çekmeye kalkmıştır.

“Peki başkanım ben Ali’yle konuşurum”

Kimsin sen Ahmet Doğruöz?

Kimsin sen Kayacan?

Ben gazetecilik hayatım boyunca siz ve sizler gibilerin oyunlarını bozmak için mücadele ettim.

Hiçbir şart ve şekilde bir kere bile kendi menfaatim için eğilmedim, Allah ömür verirse de beni eğilirken göremeyeceksiniz.

Hal böyleyken Ahmet Doğruöz’ün bu diyaloğu kulağıma geldi.

Hemen kendisini aradım.

Başkan, böyle bir talep geldi mi? Sen ne cevap verdin dediğimde bana: “Evet ya öyle dedi ben de tamam deyiverdim, öylesine” dedi.

Bu nasıl bir hadsizliktir!

Ben bir il başkan yardımcısıyım şahsımın önemi yok ama bulunduğum yeri nasıl ayaklar altına alırsın dediğimde ise bana cevaben: “Kayacan bize ilçe binası verecek, Kayacan bize (O dönem büyük kurultay için) otobüs tahsis edecek” dedi.

Bunu duyunca siz bir il yönetim kurulu üyesini 'bir bina ile bir otobüse mi sattınız başkan' dediğimde ancak olayın ciddiyetini kavrayabildi ki işte o zaman: “Eyvah ben yanlış yaptım, ben cahillik ettim, kusura bakma” gibi cümleler kurdu.

Su bir kere bulanmıştı artık!

Ahmet Doğruöz’ün tek hedefi Bolvadin’de Yeniden Refah Partisi’ni Kayacan’a altın tepside sunmak olduğu iddia ediliyordu o dönemlerde...

Stepne misali…

Kendisini görevden aldırmak için elimden geleni yapacağımı hem telefonda hem de canlı yayınlarda söyledim.

Zira ben Bolvadin’e karşı sorumlu hissediyorum kendimi. Diğerleri gibi bugün "Tu kaka" dediğime yarın her ne olursa olsun “Devam inşallah” diyemezdim.

Dediğim anda Bolvadinlinin yüzüne bakacak yüzüm kalmazdı.

Nitekim demedim de.

Ben her söylediğimin arkasındayım Sayın Doğruöz peki ya sen?

Kıymetli dostlar Ahmet Doğruöz bundan tam 2 ay evvel 20 Mayıs 2023 tarihinde bir akşam vakti Horan Parkı’nın ilerisinde başkanlıktan istifa etmiştir.

İstifasını bizzat alan kişi benim!

 

 

Bakın 20 Temmuz tarihli istifa yazısını daha şimdiden paylaşıyorum ki, bu da bu söylediklerimin doğruluğunu kanıtlayan bir veri olarak burada dursun.

Sırf iki ay sonra biraz olaylar unutulsun da öyle ilerleyelim bu süreçte sosyal medyada herhangi bir şey yazmayalım, yazılmasın da dediği için dilekçe tarihi 20 Temmuz 2023 olarak belirlenmiştir. Bu zamana kadar tek bir açıklama ya da haber girilmedi tarafımca…

Ama bugün…

Ahmet Doğruöz’ün yönetim kurulu üyesi Carullah Pehlivan yönetim olarak istifa ettiklerini birkaç gün önce sosyal medya üzerinden duyurdu. Kimseye kendim üzerinden prim yaptırmadım bu yüzden madem ilk kanı yine siz döktünüz, savaş baltalarını gömüldüğü yerden çıkartalım. İki ay evvel ne şartlarda tarafıma geldiğinizi anlaşılan çarçabuk unuttunuz.

Gerekirse hatırlatırım da…

Anlaşmayı bozdular.

Madem anlaşmanın bağlayıcılığı kalmadı o zaman kamuoyu olayları birinci ağızdan duysun diye bu yazıyı kaleme alıyorum.

Bu yazının sebebi Carullah Pehlivan’dır.

Gelelim Kayacan mevzusuna…

Kayacan’ın, Ak Parti’den aday olamayacağı konuşuluyor.

Kendisi de bunun farkında olacak ki tekrar bağımsız kartını oynayamayacağını biliyor.

Bu yüzden bu süreçte kullanıp sonrasında yine AK Parti saflarına geçmek adına taşeron bir parti mi arıyor sorusu akıllara geliyor.

Yeniden Refah Partisi taşeron olarak kullanılabilecek bir parti değildir. Bilmiyorsa da buradan hatırlatalım kendilerine…

Erbakan Hoca'nın siyasi mirası Milli Görüşçüler için özenle muhafaza edilmelidir.

Parti içerisinde böyle bir hamle ise daha evvel 28 dönem Milletvekili Aday Adayı olan şahsımı ekart etmeye yönelik hareket olduğunu anlamamak için sanırım “Gerizekalı” olmak gerekir.

Görüyor ve artırıyorum…

Restine rest Sayın Kayacan!

Genel merkezde sadece senin tanıdıkların yok bunu da lütfen unutmayın…

Bu da benim kamuoyuna sözüm olsun.

Ali Küçükkartal, bir deterjan markası değildir…

Ha bu arada hodri meydan…