2023 itibarıyla Türkiye, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler arasında en yüksek çocuk ve genç nüfusa sahip ülke olarak kayıtlara geçti. Türkiye'nin 0-17 yaş grubundaki çocuk nüfusu 22 milyon 206 bin 34 ile toplam nüfusun %26'sını oluşturdu. Bu oran, AB üye ülkelerinin çocuk nüfusu oranlarından daha yüksek seviyede bulunuyor.

Türkiye'nin çocuk nüfusu oranında en yakın AB üyesi ülke, 13 milyon 912 bin 699 ile Almanya olurken, bu ülkeyi 13 milyon 425 bin 200 ile Fransa ve 8 milyon 891 bin 96 ile İtalya takip etti.

Genç Nüfusta da Lider Türkiye

Türkiye'nin 15-24 yaş grubundaki genç nüfusu 12 milyon 872 bin 39 kişi ile AB'nin toplam genç nüfusunun dörtte birinden fazlasını oluşturdu. Bu alanda da Avrupa'nın zirvesinde yer alan Türkiye'yi, 8 milyon 144 bin 570 ile Almanya, 7 milyon 623 bin 842 ile Fransa ve 5 milyon 777 bin 713 ile İtalya izledi.

Genç Nüfusun Getirdiği Dinamizm

İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şentürk, Türkiye'nin çocuk ve genç nüfus oranının yüksek olmasının ülkeyi dinamik bir hale getirdiğini belirtti. Şentürk, Türkiye'nin sahip olduğu genç nüfusun ekonomik, siyasi, kültürel ve toplumsal alanda önemli bir katma değer oluşturabileceğine dikkat çekti.

Ancak Şentürk, Türkiye'nin genç ve çocuk nüfus oranının dünya ortalamasının altında olduğunu ve bu durumun yakın gelecekte potansiyel riskler taşıyabileceğini ifade etti. "Var olan potansiyelimizi değerlendirmenin yollarını bulmamız gerekiyor. Ayrıca yaşlanma hızımızın da yüksek olması, farklı toplumsal değişmeleri yaşayacağımız anlamına geliyor," dedi.

Yaşlanma Hızına Dikkat

Şentürk, Türkiye'de erkek ve kadınlar için beklenen yaşam süresinin dünya ortalamasının üzerinde, AB ortalamasının ise altında seyrettiğini belirterek şu değerlendirmede bulundu:

"Bir potansiyelimiz var. Ancak bu potansiyel iyi değerlendirilmediğinde hızla yaşlanan bir toplum haline dönüşebiliriz. Bu durum bazı toplumsal problemleri de beraberinde getirebilir. Türkiye, sahip olduğu bu genç nüfus potansiyelini iyi değerlendirmek zorunda. Bunu yaparak hem genç nüfusunu korumanın imkanlarını oluşturacak hem de yaşlanmakta olan toplumun ihtiyaçlarını ve beklentilerini daha iyi bir biçimde karşılayacaktır."

Kaynak: ODAK HABER MERKEZİ