İki duayen Gazeteciyi kaybettik

Abone Ol

Hakkı Özsoy

82 yaşındaydı.

Tufan Türenç

77 yaşındaydı.

Her ikisi de bir süredir hastanelerde tedavi altındaydı.

Geçtiğimiz hafta sonu kaybettik her ikisini de.

Allah rahmet eylesin...

*

Hakkı Özsoy.

Afyon’da ticari hayatının yanı sıra basın hayatında da önemli bir yer edinmişti.

Dr. Aygen’den sonra Türkeli Gazetesi bayrağını alarak daha da yukarılara taşıma gayretinde olan Hakkı Özsoy, bir süre önce de bayrağı Önder Artuk’a devretmişti.

Önder Artuk’a Türkeli’ni devir etmesinden sonrada meslekten kopamadı ve bir süre daha sağlığının müsaade ettiği süreçte köşe yazılarına devam etti.

Hakkı Özsoy, benim kendisine hitap şeklimle ‘Hakkı Abi’ ile mesleğimiz gereği zaman zaman bazı kişilerinde kendisini yalan yanlış bilgilendirmesiyle karşı karşıya geldiğimizde olmuştu.

Ama hiç bir zaman bazı ortamlardaki karşılaşmalarımızda ve toplantılarımızda birbirimize saygımızı eksik etmedik, konuştuk, görüştük.

Dört yıl kadar önce...

Mesleki kuruluşlarımız olan Cemiyet ve Derneğin bir araya gelmesi görüşmelerinde birbirimizi daha iyi tanıma ve değerlendirme fırsatımız oldu.

Dört yıl önce...

20 Nisan 2018’de Megabirlik Medya ile birlikteliğimin başladığı ilk anlarda biraz temkinli olduğunu dostlarıma ifade ettiğinde, ‘İlerleyen süreçte kanaatlerin değişir’ diyen dostlarım haklı çıkmışlardı.

Süreç içerisinde Hakkı Abi ile defalarca bir araya geldik.

Televizyonda programlara katıldı.

Bir çok toplantımızda fikirlerinden istifade ettik.

Bizi yıllarca yan yana getirmemek için gayret edenlerin gerçek amaçlarını ikimizde anlamıştık.

Hastanede tedavi altına alınmadan bir kaç gün öncesinde telefonda uzunca konuşmuştuk.

Anlattı bazı konuları.

Bende aktardım bazı ayrıntıları.

Cumartesi günü asri mezarlıkta kendisine son vazifemizi yerine getirdik.

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.

*

Tufan Türenç.

O’da Hürriyet Gazetesinin ‘Tufan Abi’si idi.

Mesleğin duayenlerinden birisiydi.

49 yıllık meslek hayatının 30 yılı Hürriyet Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdürü olarak geçmişti.

Gazetecilik O’nun için bir aşktı.

Saint Benoit Lisesini bitirdikten sonra Eczacılık Okulu’na kayıt yaptırmasına rağmen, gönlü gazetecilikte olduğu için Gazetecilik Meslek Yüksekokulu’na kaydolur.

Bu okulu bitirdikten sonra O’na mesleğin kapılarını açan kişi Abdi İpekçi olur.

İlk yılları Milliyet’te polis muhabir yardımcısı olarak geçer.

Beş yıllık muhabirliğinin ardından Yazı İşleri Servisinde iki yıl görev yapar.

İki yılın sonunda o servisin Müdürü olur.

1988 yılında Çetin Emeç’in daveti ile Hürriyet Gazetesi’ne adım atar, burada 30 yıl Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapar. O süreçte pek çok önemli olaya tanıklık yapar.

Yazı İşleri Müdürlüğü görevinin ardından Hürriyet’te köşe yazarlığı yapıyordu Tufan Abi.

 

İlk olarak İstanbul’da Basın Konseyi Yüksek Kurulu’nda tanışmıştık.

Uzun yıllar birlikte Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi olarak birlikte çalıştık.

Afyon’a karşı sevgisi, ilgisi vardı.

Babası Dr. Niyazi Türenç Afyon’da da görev yapmıştı.

Çocukluğunun bir kısmı Afyon’da geçen Tufan Abi ile Basın Konseyi Yüksek Kurul toplantılarının aralarında konuşurduk.

Yusuf Ağa ile uzun yıllar öncesine dayanan dostluğu vardı.

Her karşılaştığımızda Afyon’u, tanıdığı isimleri sorardı.

Rahmetli Hüseyin Şen Şaştımoğlu’nu ve eşini çok severdi.

Çocukluğu sırasında onların yakın ilgisini gördüğünü söylerdi.

Basın Konseyi Yüksek Kurul Toplantısı için iki kez Afyon’a gelmişlerdi.

Her iki gelişinde de Konsey Üyeleri otelde dinlenirken eşi Pınar Türenç ile birlikte Hüseyin Şen Şaştımoğlu ve eşini evlerinde ziyarete gitmiş ve eski günleri yad etmişlerdi.

Tufan Abi’nin önemli bir kütüphanesi vardı.

Buradan seçtiği önemli bazı kitapları Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne bağışlamıştı.

Bağışları uzun süre devam etti.

Son derece mütevazi ve ahde vefalı bir kişiydi.

Kendisinden mesleğe dair pek çok şey öğrendim.

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.