SAHTE DERVİŞLER VE TÜNEL KAZMA PLANI
Papa’nın emriyle gelen grup, onar kişilik ikiye ayrıldı. Birinci grup, derviş kılığına girip Mescid-i Nebevi’nin yöneticisini ziyaret ederek, peygamberin kabrine yakın bir yerde ibadet etmek istediklerini belirttiler. İkinci grup ise Medine’de hamallık, dilencilik ve çöpçülük yaparak, kazılan toprağı yok etmekle görevlendirildi.
NUREDDİN ZENGİ’NİN RÜYASI VE İHANETİN ORTAYA ÇIKIŞI
Bu girişim, Şam’da hüküm süren Nureddin Zengi’nin rüyası sayesinde engellendi. Nureddin, rüyasında Hz. Muhammed’in kendisinden bu hırsızları durdurmasını istemesi üzerine 6.000 askerle Medine’ye hızla ilerledi. Şehre vardığında, derviş kılığındaki sahtekarları hemen tanıyan Nureddin, tüm ekibi yakalayıp idam ettirdi. Ardından, peygamberin kabrinin etrafına kurşun döktürerek güvenliği sağladı.
İKİNCİ GİRİŞİM: PORTEKİZLİLERİN KUTSAL KABRİNİ KAÇIRMA PLANI
16.yüzyılda, Portekizli amiral Alfonso d’Albuquerque, Hz. Muhammed’in naaşını çalmak için ikinci bir girişimde bulundu. Portekiz donanması, Müslümanların kutsal kabrini kaçırıp Hindistan baharat yollarının güvenliğini sağlamayı amaçlıyordu.
OSMANLILARIN KUTSAL BELDEYİ KORUMADAKİ ROLÜ
Portekiz donanması, Cidde üzerinden Mekke ve Medine’ye ulaşarak Hz. Muhammed’in kabrini hedef aldı. Ancak bu girişim, Memluklar yerine karşılarına çıkan Osmanlılar tarafından engellendi. Osmanlı donanmasının güçlü ateş gücü karşısında Portekizliler püskürtüldü ve kutsal beldeler korundu.
Bu iki önemli olay, İslam dünyasının en kutsal emanetlerini koruma mücadelesinde Türklerin büyük başarısını simgeliyor.