AFYON’UN İLK KADIN BELEDİYE BAŞKANI ‘AVUKAT BURCU KÖKSAL’
Trendlife, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal ile yaptığı röportajda, hem özel hem de kariyer yolculuğunu sizler için kaleme aldı. Keyifli okumalar dileriz.
Afyonkarahisar'ın dinamik siyasi manzarasında, Burcu Köksal'ın yükselişi dikkat çekici bir başarı öyküsü olarak öne çıkıyor. Hukuk eğitimi ve avukatlık mesleğinden siyaset sahnesine uzanan Köksal, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) çatısı altında milletvekilliği görevini üstlenmiş, ardından 2024 yerel seçimlerinde Afyonkarahisar Belediye Başkanı olarak tarihi bir zafer elde etmiştir. AK Parti'nin güçlü bir kale olarak görüldüğü bu bölgede, Köksal'ın başkanlık koltuğuna oturması, stratejik bir dönüşümün ve halkın güveninin tezahürü olarak kabul edilmektedir. Köksal'ın siyasi kariyeri, sivil toplumda aktif rol alması ve mecliste grup başkan vekilliği gibi önemli görevler üstlenmesiyle şekillenmiştir. Bu başarı hikâyesi, Köksal'ın liderlik yeteneklerini ve Afyonkarahisar halkının beklentileri ile örtüşen vizyonunu yansıtmaktadır. Köksal'ın başarısı, Türkiye'nin siyasi haritasında yeni bir sayfa açmış ve geleceğe dair umutları yeşertmiştir.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1980 yılında Afyonkarahisar'da doğdum. İlk orta ve lise öğrenimimi Afyonkarahisar'da tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Sonrasında Afyonkarahisar'da serbest avukatlık yapmaya başladım. Tabii çok küçük yaşlardan itibaren siyasetin içinde olduğum için annemle birlikte sürekli mitinglere giderdim. Onunla beraber çocuk yaşlarından itibaren mitinglere katıldım. Lise yıllarında da siyasete çok meraklıydım. Avukatlığa başladıktan sonra da Cumhuriyet Halk Partisi'nde aktif siyaset yapmaya başladım. 2007 yılında ilk kadın kolları başkanlığı yaptım. Çeşitli sivil toplum örgütlerinde yöneticilik yaptım. 2015 yılında Cumhuriyet Halk Partisi'nden milletvekili aday adayı oldum. Ön seçime girdim. Birinci çıktım. Ondan sonra dört dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ilimi temsil ettim. Divan Kâtip üyeliği yaptım. Mecliste çeşitli komisyonlarda görev aldım partim adına. En son partimin üçüncü kadın grup baştan vekili olarak görev yaptım. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'nden Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı oldum. 74 yıl sonra ilk kez Afyonkarahisar'da belediyeyi bu şekilde kazandık. Hem Afyonkarahisar'ın ilk kadın belediye başkanı hem de 74 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nin Afyonkarahisar'ı kazandıran belediye başkanıyım. Evliyim, bir çocuk annesiyim.
Milletvekilliği sürecinizden çok kısa bahsedebilir misiniz?
Evet, milletvekilliğim boyunca, dokuz yıl boyunca Afyonkarahisar'ın her noktasını köy, kasaba, ilçe, cadde, sokak, mahalle ayırt etmeksizin sürekli çalışmalar yaptım. Nerede bir sıkıntı varsa, sorun varsa gidip sorunu yerinde tespit edip çözümü için orada hemşehrilerimizle, vatandaşlarımızla birlikte mücadele ettim. Yeri geldi meclis kürsüsünde hemşehrilerimin, memleketimin hakkını savundum. Yeri geldi sahada vatandaşlarımızla birlikte sorunun çözümü için mücadele ettim. Ben meclisin açık olduğu dönemlerde sürekli meclisteydim. Mecliste memleketimi temsil etmek için çalıştım. Meclisin kapalı olduğu her dönem Afyonkarahisar'daydım. Örneğin salı, çarşamba, perşembe meclis çalışır. Perşembe akşam meclis kapandıktan sonra aracıma atlayıp Afyonkarahisar'a geliyordum. Cuma sabah çalışmalara memleketimde başlıyordum. Bana ulaşan, mesaj atan, telefon açan ya da sahada rastladığım herkesin sorunlarının çözümü için mücadele ettim. Hiç kimseye siyasi partisini ya da nereye oy verdiğini sormadım. Hiç böyle bir ayrımcılık yapmadım. Bütün hemşehrilerime kapımı açtım. Meclise de herkes geldi, görüştük. Sahada da herkesle görüştük. Elimden geldiğince Afyonkarahisar'ın, Afyonkarahisarlının hakkını savunmaya çalıştım. Sonrasında da belediye başkanı seçildim.
Milletvekilliğinden belediye başkanlığınıza geçişinizin sebebi nedir?
Şöyle, ben iktidar milletvekili olmayı çok istiyordum. İktidar milletvekili olup şehrime hizmet etmeyi. Bu son seçimde de çok ümitlendim. Her seçimde ümitlenirsiniz, her seçimde istersiniz ama son seçimde artık tamam dedik. Bu sefer kesin gözüyle bakıyordum. Olmadı ve bu beni çok üzdü. 2020 yılında buraya bir çalışma grubu gelmişti. 30 kişilik bir milletvekili heyeti. O sırada burada sivil toplum örgütleriyle odalarla, muhtarlarla, vatandaşlarla bir çalışma yaptılar. İl merkezinde, ilçelerde. Sonrasında bir rapor hazırlamışlar. Bu raporda da o dönemki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na, Afyonkarahisar merkezinde benim aday olmam halinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin belediyeyi kazanabileceğini ifade etmişler. Bunu o dönemki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu benimle paylaştı. Aday olman gerekiyor Afyon'u kazanabilmek için dedi.
O dönem ben milletvekili olarak çalışmalarıma yine devam ettim. 2023 genel seçimlerinden sonra iktidar da olmayınca dedim ki böyle bir fırsat var memleketime hizmet edebilmek için. Acaba olabilir mi? Sonra partimiz bir kurul süreci geçirdi. Genel başkanımız değişti. Sonrasında şu anki Genel Başkanımız Özgür Özel de benim aday olmam gerektiğini söyledi. Mevcut il başkanımız, merkez ilçe başkanımız, eski il başkanlarımız hepsi benim aday olmam halinde kazanabileceğimizi ifade ettiler. Cumhuriyet Halk Partisi çok sesli bir partidir ama ilk kez bir konuda bir görüş birliğine varıldı. Herkes benim aday olmam gerektiğini kazanabileceğimi söylediler. Ben de açıkçası kazanırsam memleketime hizmet edebilirim genelde iktidar olamadık ama yerelde iktidar olup Afyonkarahisar'ı hak ettiği noktaya taşımak adına bir şeyler yapabilirim düşüncesiyle aday oldum ve o şekilde kazandım.
AK Parti’nin kalesini 20 yıl sonra siz yıkmış oldunuz. Bu başarıyı neye borçlusunuz?
Ben yapabileceklerimi söyledim. Bugüne kadar hep bütün hemşehrilerimin, bütün vatandaşlarımızın, burada yaşayan herkesin yanında olmaya çalıştım. Sorunlarının çözümü için mücadele ettim. Dediğim gibi kimseye siyasi görüşünü, parti aidiyetini sormadım. Bana oy verdin, vermedin demedim. Hala öyle. Ben bütün hemşehrilerimi kucaklamaya çalıştım. Samimiyetimi ortaya koydum. Onlar da inandılar, güvendiler. Yani kişi olarak çalışkan bir insanım. Bizim hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Tek bir şeye ihtiyacımız var, o da çalışkan olmak. Buna inanan bir insanım. Çalıştım, çabaladım, mücadele ettim. Memleketimin hakkını her yerde savundum. Afyonkarahisar'ın sesi olmaya çalıştım. Ve Afyonkarahisar için gerçekten bir şeyler yapmak istediğime, hemşehrilerimi inandırdığımı düşünüyorum. Bu da bana seçim sonucunu getirdi.
Eşinizin basın mensubu olması size bir avantaj sağladı mı?
Aileniz siyasetçiyse tek başınıza siyasetin içinde olamıyorsunuz. Bütün aileniz, hatta belki sülaleniz bile dâhil olabiliyor. Bu noktada eşim ve oğlumdan iyi bir destek aldım. Özel günlerinde, önemli anlarında her ikisinin de çok yanında olamadım. Bir kere aileden en büyük fedakârlığı yaşıyorsunuz. Bunun yanı sıra tabii eşim çok destek oldu bana. Çok cesaretlendirdi, bana inandı. Milletvekilliğim süresince de bana inandı. Belediye başkanı olurken de kazanacağıma inandı. Elinden gelen her türlü desteği sağladı. Derler ya her başarılı kadının arkasında bir erkek var. Bu çok doğru. Eşimle o konuda birbirimizi tamamladığımızı düşünüyorum. Onun bu konudaki desteği çok büyük. Maddi, manevi olarak bana güç verir ama eşim hiçbir zaman da parti meselelerine ya da milletvekili olarak yaptığım çalışmalara ya da belediye başkanı olarak yaptığım çalışmalara müdahale etmez. O bana sadece destek verir, yanımda olur. Derler ya iyi günde, kötü günde yanında olmak. Öyle bir şey.
Seçimi yüzde 51 oy oranıyla kazandınız. Rekabet anlamında seçim süreciniz nasıl geçti?
Adalet ve Kalkınma Partisi bütün gücüyle seçime asıldı. Devletin imkânlarını da kullandılar. İktidar olmanın getirdiği avantajı da kullandılar. İnanılmaz paralar harcadıklarını hepimiz gördük. Bakanların biri gitti, biri geldi. En son yetmedi, uzaydan adam bile getirdiler. Tüm haklarıyla seçim boyunca saldırdılar. Ben bu konuda kısıtlı bütçeyle yola çıktım. Çok fazla paralar harcayabilecek kadar zengin değilim. Mal varlığım ortada. Elimizdeki imkânlarla seçim boyunca belediye meclis üyelerimizin, partililerimizin bağışlarıyla, imece usulü, genel merkezden gelen küçük bir ödenekle, az bir bütçeyle seçimi geçirmeye çalıştık. Bunun yanı sıra tabii her gün polemikler yaratmaya çalıştılar. Her gün bir şekilde saldırıya geçtiler. Ama ben sadece yapacaklarımı anlattım. Zorlu bir seçimdi. Çünkü dediğim gibi 20 yıldır kaleleri olan bir şehir Afyonkarahisar. AK Parti'nin kurulduğu bir şehir. Kaybetmemek adına, kazanmak adına ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Ama biz de seçmene samimiyetimizi ortaya koyduk. Yapabileceklerimizi anlattık. Tartışmalara girmedim. Ben şunu söyledim. Cumhuriyet Halk Partiliyim ama parti rozetimi çıkarttım ve ay yıldızlı düz rozetimi taktım. Bütün Afyonkarahisar'ı kucaklayacağımı söyledim. Ve onu da yaptım. Kırmızıçizgilerimi belirttim. Benim için Cumhuriyet, Atatürk, bayrak, vatan, bu vatanın birliği ve bölünmez bütünlüğü kırmızıçizgilerim. Bunlarla sorunu olan insanlarla işim olmaz dedim. Ki hala aynı noktadayım. Ben Atatürkçü, Atatürk milliyetçisi, cumhuriyetçi, bu vatanın birliğini, bölünmez bütünlüğünü canından üstün tutan bir insanım. Bu çizgide de ilerlemeye devam edeceğim.
Afyon’u iki güçlü kadın yönetiyorsunuz. Vali Hanımla ilişkileriniz şu an ne boyutta devam ediyor?
Valiler her zaman devletin valisi olmak durumundadır. Devletin bir partisi yoktur. Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi yönetir devleti. Yarın Cumhuriyet Halk Partisi yönetir. Ertesi gün başka parti. Geçmişte değişik siyasi partiler devleti yönetti. Bunun için devletin partisi olmaz. Devlet herkesi kucaklamak zorundadır. Herkese eşit mesafede olmak durumundadır. Dolayısıyla benim devletin valilerine karşı saygım her zaman sonsuzdur. Onu belirtmek istiyorum. Vali hanım Afyonkarahisar'ın ilk kadın valisi. Ben de ilk kadın belediye başkanıyım. Türkiye'de de hem belediye başkanı hem valisi kadın olan tek iliz. Bu noktada ben Vali Hanımla uyumlu çalışılırsa Afyonkarahisar'ın daha güzel noktalarına gelebileceğini belirtmek isterim. Ama dediğim gibi valilerin tümüyle sadece Vali Hanım için söylemiyorum bütün valilerin devletin valisi olması gerekiyor. O şekilde olursa hangi iktidar gelirse gelsin daha iyi sonuçlar alınır.
Afyon'un mevcut çözülmesi gereken en acil sorunları nedir?
Trafik var. Bunun çözümü için biz Akıllı Kentler Müdürlüğü kurduk. Bir elektrik-elektronik mühendisi kadın arkadaşımız kendisi Afyon'la ilgili trafik raporu hazırlamış. Daha önce de birçok raporlar hazırlamış ama çok dikkate almamışlar. Mesela Ambaryolu’nun çift yönü açılması gerektiğiyle ilgili akademisyenler de dahil birçok yerden görüş alındı. Daha önce tek yöne çevrilmemesinin gerektiğini de belirtmiş ama dinlememişler. Keza şoförler odasının ve şoför esnafının talebi de çift yöne açılması yönündeydi. Bunun gibi alternatif yol denemeleri yapıyor şu anda trafiği rahatlatmak adına ama kesin sonuçları okullar açıldıktan sonra alabileceğiz. Çünkü servisler o zaman devreye girecek. Trafik yoğunluğu biraz daha artacak. Ondan sonra diyebileceğiz ki alternatif yollar şuralardan gidilirse daha kısa sürede gidilir. Bir de bu akıllı şehir uygulaması. Yani tabelalar sizi yönlendiriyor. İşte Maraşel Fevzi Çakmak 11 dakika diyor. Ankara yolu 13 dakika diyor. Artık büyükşehir olma yolunda giden bir iliz. O elektronik tabelalara, o akıllı şehir uygulamasına geçmemiz gerekiyor. Otopark olarak ayrılan yerler var. Tasarruf tedbirlerini aşabilirsek oralara katlı otoparklar yapmak istiyoruz. Bunun çözülmesi gerekiyor. Kentsel dönüşüm var önümüzde. Bununla ilgili çalışmalarımız var. Burada kentsel dönüşüm uzlaşı birimi kurduk. Tabi ekonomik sıkıntılar şehrimizde de birçok kesimi etkiliyor. Bununla ilgili sosyal tesislerimizde indirim yaptık. Daha çok hemşehrimizin belediyenin sosyal tesislerinden yararlanması yoluna gittik. Zafer Kart projemizi başlatıyoruz. Kırtasiye yardımı ve ısınma yardımıyla. Bunun yanı sıra bilgi evlerini herkese açtık. Hem hobi kursları düzenleniyor hem de diyanetle protokol yapıp orada dini bilgileri öğrenmek, Kur’an-ı Kerim ile ilgili kurslar düzenledik. Yaz kurslarımız, sporla ilgili yaz kursları düzenledik. Binlerce çocuğumuz o kurslara katıldı. Kadınlarla ilgili istedikleri zumba gibi, aerobik gibi bir takım kursları düzenledik. Mümkün mertebe vatandaşlarımızdan, hemşehrilerimizden gelen talepler doğrultusunda onların isteklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Halk lokantamızı açtık. İkinci halk lokantamızı da önümüzdeki haftalarda açacağız. Anıtkafe'nin orada. Orası da yine çarşı esnafımıza, işçilere, çiftçilere, emeklilere, öğrencilere bütün hemşehrilerimize hizmet verecek. Elimizden geldiğince talepleri yerine getirmeye istek ve şikâyetleri yerinde dinleyip çözmeye çalışıyoruz.
Sokak hayvanlarıyla ilgili yeni bir yasa çıktı. Belediye olarak nasıl bir çalışma yürüteceksiniz?
Şöyle sokak hayvanlarıyla ile ilgili üniversiteyle bir protokol aşamasındayız. Tedavi ve kısırlaştırmalarıyla ilgili. Zaten kendi veterinerlik hizmetleri birimimizde veteriner hekimlerimiz sokak hayvanlarının tedavi, bakım vesaire durumlarıyla ilgili her türlü çalışmayı yapıyorlar. Ancak tabii yeterli değil. O nedenle üniversiteyle bir protokol aşamasındayız. Bir de seçim dönemi bir projemiz vardı. Patiköy. Sokak hayvanlarına yaşam alanı sunma adına. O projeyi de hayata geçireceğiz. Bununla ilgili de yurt dışından birkaç tane konak müracaatımız olacak. Onun proje çalışmalarını sürdürüyoruz. İnşallah Afyonkarahisar'da bir taraftan hem sokak hayvanlarıyla ilgili şikâyetçi olan vatandaşlarımızın isteklerini yerine getirmeye çalışacağız, bir taraftan da hayvan severleri üzmemek adına sokak hayvanlarına sağlıklı bir yaşam alanı sunabileceğiz.
Geçenlerde ciddi bir anket firması memnuniyet anket çalışması yaptı ve aldığınız oy oranından daha fazla bir oy çıktı. Bu başarı nasıl oldu sizce?
Şöyle seçim dönemi vermiş olduğumuz sözleri yerine getirmeye başladık. Bizde hemşehrilerimizin en çok Afyonkarahisar'da görmek istedikleri şey sosyal kültürel belediyecilikti. Bunu yapmaya çalıştığımızı düşünüyorum. Göreve başladıktan sonra Afyonkarahisar'da konserler, eğlenceler, etkinlikler düzenledik. Bunun yanı sıra sosyal tesislerdeki fiyatlar çok yüksekti. Yani belli bir kesim yararlanabiliyordu ama orta gelir ve düşük gelirli vatandaşlarımız sosyal tesislerimizden yeteri kadar yararlanamıyordu fiyat yüksekliğinden dolayı. Buralarda mümkün mertebe fiyatları düşürmeye çalıştık. Herkesin gidip ailesiyle, eşiyle, dostuyla oturabileceği bir şeyler yiyip içebileceği tesisler haline getirmeye çalıştık. Halk lokantası projemiz vardı. İlk lokantamızı açtık. Hala evet çok güzel bir şekilde işliyor. Günde dört çeşit yemeği 75 liradan sunuyoruz ki özellikle esnaflar, işçiler, çalışanlar, emekliler gidip öğlen yemeğini burada rahatlıkla yiyebiliyor. Atıl durumda olan kullanılmayan yarı olimpik yüzme havuzunun tamiratını, tadilatını gerçekleştirdik. Burada yüzme kursu açtık. Bilgi evlerini herkesin kullanımına açık hale getirdik. Buralarda eksik olan hobi kurslarının yanı sıra meslek edinme kursları da ekledik. Yeni bilgi evimiz Selçuklu Mahallesi'nde hazır. Onun da açılışını yapacağız. Bunun yanı sıra yaz döneminde Kent Meydanı’nda Yeşilçam film günleri yaptık, herkesin katılabileceği faaliyetleri düzenlemeye çalıştık. İnsanların güzel zaman geçirmesi için belediye olarak, yerel yönetim olarak üzerimize düşeni yapmaya çalıştık. Tüm yaptığımız işlemleri şeffaf bir şekilde yaptık. Belediye meclis toplantılarımız canlı yayınlandı. Türkiye'nin dört bir yanından isteyen herkes toplantılarımızı canlı yayınla izleyebiliyor. Kararlarımızı görebiliyor. Kimin neyi isteyip neye itiraz ettiğini herkes görüyor. Her türlü engellemelere rağmen biz elimizdeki bütçeyle en iyi şekilde hizmet etmeye çalışıyoruz. Bir taraftan geçen dönemlerden kalan borçları ödüyoruz. Bir taraftan da Afyonkarahisarlı hemşehrilerimize verdiğimiz sözleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Onlar da bunu görüyorlar. Hizmet noktalarımız var. Uydukent ve Ataköy civarında. Onları vatandaşlarımızın hizmetine açtık. Yani bu mahallelerde, bu semtlerde yaşayan vatandaşlarımız merkeze gelmek zorunda kalmayacaklar. Belediye işlemlerini oradan halledebilecekler. Dediğim gibi önümüzdeki süreçte bütün sözlerimizi dört yıl içerisinde inşallah yerine getirmiş olacağız.
Belediye Başkanlığı için iyi ki mi, yoksa nereden bulaştım dediğiniz oluyor mu?
Ben Afyonkarahisar adına kalıcı işler yapmayı çok istedim. Memleketime hizmet etmeyi. Milletvekili olarak elimden geleni yapmaya çalıştım. Afyonkarahisar'ın sesini duyurmak adına Afyonkarahisar'da yapılmayanları yaptırabilmek adına. Şimdi belediye başkanı olarak memleketime hizmet etmek benim için büyük bir onur. İyi ki olmuşum diyorum. Belediye başkanlığı icraat milletvekilliği rica makamıydı. Ben de elimden geldiğince icraat yaparak hemşehrilerimi memnun etmeye memleketime kalıcı bir iz bırakmaya çalışıyorum.
Siyasi hayatınızda baskın bir duruş sergiliyorsunuz. Özel yaşantınızda da böyle misiniz?
Genel olarak baskın bir insan olduğumu ailem, akrabalarım, arkadaşlarım söyler ama sonuçta biz bir Türk ailesiyiz evde bir Türk ailesi nasıl yaşarsa biz de o şekilde yaşıyoruz. Yani baskın olup olmadığımı biraz da eşime ve oğluma sormak lazım. Ama genel olarak çevremdeki insanlar baskın bir karakter olduğunu söylüyorlar.
Çok yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz, bir yandan da annesiniz. Bu yaşam tarzınızın motivasyonu nedir sizin için?
Vatandaş memnuniyeti. Yani sahaya indiğimde ya da yaptığımız bir işten, icraattan, bir hizmetten memnun olan sıkıntısı giderilen bir vatandaşımızı gördüğümde ben çok motive oluyorum. Yeni şeyler yapmak beni çok mutlu ediyor. Ben motivasyonumu hemşehrilerimin sevgisine, memnuniyetine borçluyum diyebilirim.
Siyasi kariyeriniz boyunca sizi en çok etkileyen, sizde iz bırakan bir anınız var mıdır?
Bende iz bırakan birçok anı oldu. Tabii bizim siyasi hayatımızda belki unutulmayacak en önemli şeylerden birisi biliyorsunuz İYİ Parti 2018 seçimlerine katılamayacaktı. O dönemki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatı ile bir parti görevi olarak İYİ Parti'nin seçime katılabilmesi için 10 milletvekili arkadaşımızla birlikte İYİ Parti'ye katılmıştık. Grup kurması gerekiyordu. Yani benim için tabii zor günlerdir. Yani zor günler derken şöyle partimi çok seviyorum. Oğlum bana senin ikinci evladın CHP der. Partime çok bağlıyım çünkü kısa bir süreliğine bile olsa partimden ayrılmak çok zor gelmişti. Ama bir başka partinin seçime girebilmesi için demokrasi adına bir iş yaptık. Bu açıdan unutamayacağım yaklaşık 20 gün yaşadım. Ama bir partinin meclise girmesine vesile olduk. Türkiye demokrasisi açısından güzel bir iş yaptık. Bu benim için çok önemli. Bir de partimde kadın grup başkan vekili seçildiğim zaman çok onure olmuştum. Benden önce iki tane kadın grup başkan vekilimiz olmuştu Cumhuriyet Halk Partisi'nde. Ben üçüncü kadın grup başkan vekili olmuş oldum. Onu hiç unutamam. Bir de belediye başkanı seçildiğim gün en büyük içimde kalan Kent Meydanı’nda Andımızı okumaktı. O gün o meydanda Andımızı okuduk hemşehrilerimizle beraber. Belki de unutamayacağım en önemli anılardan birisi buydu.
Peki sosyal medyaya bakış açınız nasıl?
Şu anda basın sosyal medya dördüncü kuvvet gibi Türkiye'de. Yargı, yasama, yürütmeden sonra bana göre dördüncü kuvvet basın ve sosyal medya olmuş durumda. Doğru kullanıldığında sosyal medya çok yararlı ama dediğim gibi doğru kullanıldığında bazen yanlış algılar da yapılabiliyor sosyal medyadan. Ama şu an sosyal medyayla artık bir tıkla dünyanın öbür ucundaki insanlara bile ulaşabiliyorsunuz. Yani teknoloji böyle bir şey. Biz de sosyal medya vasıtasıyla da tabii ki hemşehrilerimize, vatandaşlarımıza ulaşmaya çalışıyoruz. Doğru bir şekilde kullanmaya çalışıyoruz.
Şehir dışından da çokça takip ediliyorsunuz ve seviliyorsunuz. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?
Evet, Türkiye çapında milletvekiliyken de birçok takip eden vatandaşımız vardı. Şu anda belediye başkanı olarak da birçok takipçimiz var. Bazen buraya belediyeye de ziyarete geliyorlar. “Biz Afyon’dan geçiyorduk sizi görmek istedik, fotoğraf çektirebilir miyiz?” diyorlar. Tebriklerini, takdirlerini iletiyorlar. Bazen ben şehir dışında başka bir belediyeyi ziyarete gittiğimde orada yaşayan vatandaşlar da hemen yanıma geliyorlar Burcu Başkanım diyorlar, fotoğraf çektiriyorlar, konuşuyorlar. Bu güzel bir duygu tabi takdir edilmek, takip edilmek güzel bir şey. O takdire mazhar olmaya çalışıyoruz elimizden geldiğince.
Mahalle mahalle geziyorsunuz. Vatandaşların sorunlarını dinliyorsunuz. Vatandaşların en çok sizden talep ettiği şeyler nelerdir?
En çok asfalt talepleri oluyor mahallelerde. Altyapıyla ilgili talepler, kanalizasyon yenilemesi, su basmasıyla ilgili işte mazgal talepleri oluyor. Bunun yanı sıra parklarla ilgili alanlarla ilgili talepler oluyor. Mesela dün Yeşilyurt'ta bir mahalle kurumu talebi oldu. Sosyal tesis talepleri var. Bilgi evi talepleri var. Bazı yerlerde kat artırımı talepleri var. Yani mahalleye göre değişiyor. Ama genel itibariyle en çok fen işleriyle park bahçelerle ilgili talepler oluyor. Bir de temizlikle ilgili bazı mahallelerde personel sayısı yetersiz oralara takviyelerde bulunmaya çalışıyoruz. Bununla ilgili talepleri biz de yerine getirmeye çalışıyoruz.
En çok hangi yemeği seversiniz ve evde yaparsınız?
Aslında çok yemek seçmemeye çalışıyorum. Bir de çok zaman bulamıyorum tabi ama kuru fasulye ve pilav benim favorimdir güzel yaptığımı söylerler ama bunu oğlumla eşime sormak lazım tabi.
Eşiniz ev işlerinde yardımcı olur mu sizlere?
Evet. O konuda hakkını yiyemem. Ben çok evde olamadığım için bir yardımcımız var. Haftanın belli günlerinde geliyor. Ama çoğu zaman evde kimse olmuyor. Oğlum şu an Ankara’da öğrenci dolayısıyla eşim yalnız oluyor. O evde tek olunca birçok işi kendisi yapmak durumunda kalıyor. Bir de ben bazen çok geç saatlerde gidiyorum ya da çok yorgun oluyorum. Onun için yardımcı olmaya çalışıyor.
Romantik misiniz? Eşiniz özel günlerde size sürpriz yapar mı?
Şöyle ben çok özel günlerde yanında olamadım. Ne oğlumun ne eşimin. Çünkü bir parti çalışması oluyordu. Sahada oluyorduk veya mecliste oluyorduk. Dolayısıyla çalışmaktan dolayı çok özel günlerde yanlarında olamadım. Ama bir şekilde yani onu hissettirmeye çalıştım. Biraz o konularda eksik kaldım diyebilirim. Eşimde elinden geldiği kadarıyla yapmaya özen gösterir.
Başkanım sizin olmazsa olmazınız nedir bu hayatta?
Yani olmazsa olmaz diyebileceğim ailem tabii ki. Yani eşim ve çocuğum. Bunlar bizim özelimiz ama Türkiye Cumhuriyeti benim olmazsa olmazım. Çünkü bugün sahip olduğum her şeyi, bütün haklarımı, makamımı, kimliğimi Türkiye Cumhuriyeti'ne borçluyum. Cumhuriyet olmasaydı bugün burada hiçbirimiz olamazdık. Kimliğimiz, tarihimiz, geçmişimiz, haklarımız olmayacaktı. O yüzden Türkiye Cumhuriyeti benim olmazsa olmazım. Atatürk'te ebedi liderim.
Sizi bu hayatta en çok ne üzer?
Yani sevdiklerimi kaybetmek üzer. Allah kimseye onu yaşatmasın. Yani herhalde hani özel hayatımda bu. Siyasi hayatta da seçimi kaybetmek üzer. Önümüzde bir genel seçim var. İnşallah onda da başarılı oluruz.
Önümüzdeki genel seçimlerle ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizce sonuç ne olur?
Ben önümüzdeki genel seçimlerden çok ümitliyim. İktidarın değişeceğini düşünüyorum. Açıkçası anketlerde de Cumhuriyet Halk Partisi önde gidiyor şu anda. İnşallah Türkiye rahat bir nefes alır. Bu ekonomik krizden kurtulur. Herkes emeğinin karşılığını alır. Emeklilerimizin durumu çok kötü. Emekliler ne yazık ki hak ettiği ücreti bir türlü alamıyor. En büyük geçim sıkıntısını onlar çekiyor. Asgari ücretlilerin de ne yazık ki maaşları bankadan eve gitmeden eriyor. Öyle bir Türkiye'deyiz. Ben insanların emeğinin karşılığını alabildiği, herkesin huzurlu yaşadığı, ekonomik krizin atlatıldığı, hepimizin kardeşlik içinde, barış içinde, huzur dolu, sağlıklı günlerde yaşadığı bir Türkiye istiyorum. Onun için de iktidar değişimi olacağını düşünüyorum.
En son hangi kitabı okudunuz ya da filmi izlediniz?
En son film olarak meydanda 25 Ağustos'ta gösterdiğimiz Son Akşam Yemeği filmi vardı. Kurtuluş Savaşı günleriyle, Cumhuriyet'le ilgili Cumhuriyet'in ilan edildiği dönemle ilgili çekilen bir filmdi. Onu izledim. Şu anda da okuduğum bir kitap var. Belediyecilikle ilgili onu okuyorum. Hasan Akgün doktor aynı zamanda kendisi de bizim Büyükçekmece Belediye Başkanımız. Onun kitabı var belediyecilikle ilgili. Onu okuyorum. Yani biraz daha teknik yaptığımız işle hizmetle alakalı.
Peki başkanım kin tutar mısınız, öyle bir yapınız var mıdır?
Ben çabuk parlayıp sönen bir insanım. Yani çabuk sinirlenirim çabuk unuturum. Böyle çok kin tutmam. Yani çok çok büyük bir kötülük görmediysem kin tutmam çabuk unuturum.
Avukat olmanızın Belediye Başkanlığına bir katkısı oluyor mu?
Mevzuat bakımından evet. Milletvekilliği dönemimde de çok katkı sağladı bana. Belediye başkanlığında da olaylara hukuki bakabildiğiniz için de yasaların genel mantığını bildiğiniz için daha kolay oluyor bazı şeylere adapte olmak ya da bazı şeyleri öğrenmek. Bunun avantajını gördüm.
Afyon’un başkanı sizsiniz. Peki, evde başkan kimdir?
Medeniyet kanunu der ki evlilik birliğini eşler birlikte yönetir. Yani eşitlik var diyelim. Bizde öyle bir başkanlık reislik değil de eşitlik var. Eşim şunu söyler. Evde son sözü ben söylerim. O da hep haklısın karıcığım olur der. Yani bir Türk ailesi nasılsa biz de ortalama öyleyiz ama evlilik birliğini birlikte yönetiyoruz. Bu şekilde zaman zaman o fedakârlık yapıyor zaman zaman ben. En çok tabii o fedakarlık yapıyor. Benim yoğun iş tempomdan dolayı. Bazen ben ona yetişmeye çalışıyorum. O şekilde gidiyor.