Ankara siyaseten sıcak günler yaşıyor... Oteller aday adaylarıyla dolu.
Dün Cemil Çiçek ile konuşuyorduk. Belediye Başkanlığı... Milletvekilliği... Bakanlık... Başbakan Yardımcılığı... Meclis Başkanlığı... Politikada bir ömür.
Deneyimli siyaset ve devlet adamı Cemil Çiçek dedi ki:
***
Sancar'ın iç dünyası
Ben hayıflanıyorum... Memleketimi özlüyorum.
Keşke memleketime dönseydim.
Memleketime hizmet etseydim.
Belki Nobel almazdım... Ama Nobel alacak insan yetiştirirdim.
Türkiye'de bilim altyapısını geliştirmeye katkım olurdu.
***
Hoca neye üzülüyor?
Türk Milleti, bilim insanına önem veriyor...
Bu harika bir şey.
Mesela diyorlar ki... Mardin'in Savur ilçesinde büyüyen bir çocuk, Amerika'ya gidip Nobel kazanıyor, bizim çocuğumuz da kazansın.
Ama acıklı bir durum var.
Bu ödülü ilk defa ben aldım diye memleketim adına üzüldüm.
Türkiye'den küçük ülkeler kaç Nobel almışlar?
***
Önce barış
Nobel'i de, bütün bilimsel başarılarımı da, her şeyimi de Türkiye'de barış için verirdim.
Beni hayatım boyunca en fazla düşündüren, en fazla kafamı yoran, üzen bu olmuştur.
Tek arzum budur... Memleketimde huzur, memleketimde barış olsun.
***
Annem annem
Annem bir köy imamının kızıydı... Atatürk'ü taparcasına severdi.
Çünkü o Atatürk'ün yaptığı devrimlerin kendi hayatına getirdiği değişiklikleri gördü.
Annem pratik bir insandı... Ve Atatürk'ün devrimlerinin onun hayatını nasıl etkilediğini şöyle ifade ederdi:
- Oğlum, Atatürk'ten önce babanın beş adım gerisinde yürümem gerekirdi... Atatürk'ten sonra baban benim üç adım arkamda yürümek zorunda kaldı.
***
Gençlere tavsiye
Gözünüzü seveyim, çok çalışın... Kendinizi bilime, çalışmaya verin.
Amerika'yı, Avrupa'yı yenmek için bilim yapmamız lazım.
Sevgili gençler, memleketinizi sevmekten asla vazgeçmeyin.
Memleketinize, insanlarınıza fayda sağlamayan işlerin kalıcı olmayacağını bilin.
***
Hakeme yumruk
Cemil Çiçek konuşurken... Bir ara sözünü kestik... Araya girdik.
"Yüksek gerilim var" dedik.
Cemil Bey, "Maalesef" dedi ve devam etti:
***
Önce bilim
Teşekkürler, İlim Yayma Vakfı... Yalan dolanın... Bankacı Seçil'in maceralarının... Sosyal medya rüzgârlarının... Fenomenler dünyasının... Kolay yoldan para kazanma peşinde koşanların yükselişe geçtiği bir süreçte, ilmi... İlim ödüllerini gündeme getirdiği için.
Instagram... Tiktok... Youtube... Snapchat... X (Twitter)... Facebook... Öylesine yükselen değer hâline geldi ki... İlim kimin umurunda?
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, yarın İlim Yayma Ödülleri'nin verileceğini...
Ve... Nobel ödüllü bilim adamı... Gururumuz... Prof. Aziz Sancar'ın, büyük ödüle layık görüldüğünü söyleyince... Sevindik.
Aklımıza... Aziz Hoca'nın "Aforizmalar"ı geldi.
Bilim ve ulusal kalkınma üzerine söyledikleri.
Paylaşmamızı ister misiniz?
***
Gönül meselesi
Türkiye bir ırk, bilmem ne ülkesi değildir.
Bir gönül, kalp meselesidir Türkiye.
Türk milleti, Türk vatanı odur... Ve onunla övünüyoruz...
Onun, dünyanın en ileri, en muteber ülke olması için ben elimden geldiği kadar çalıştım.
Daha da çalışacağım.
İnşallah, özellikle gençler, özellikle öğrenciler bunu daha da yükseklere çıkaracaklardır.
***
Nokta
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e bir çift sözümüz var.
"Acaba" diyoruz... Aziz Sancar'ın sadece birkaçını yazdığımız "Aforizmalar"ını, değişik yerlerde yaptığı konuşmaları... Yardımcı ders kitabı yapsak... Nasıl olur?
Aziz Hoca'nın öyle sözleri var ki... Çerçevelettir, duvara as.
Örneğin:
"NOBEL almak güzel bir şey... Fakat Mardin'in Savur ilçesinin, Sürgücü bucağında (Hoca'nın memleketi) doktorluk yapmak da çok güzel bir şey... NOBEL almak kadar önemli."
Noktayı koyarken... Prof. Sancar'ın şu sözlerini de paylaşmamız şart: