DÜRÜSTLÜK KALEMİ

Abone Ol

Dürüstlük, gazetecilik mesleğindeki sorunlarla savaşmanın önemli yollarından biri değil midir?

Dürüstlük ve dolayısıyla insanın mesleğini yapması, sevgiye engel olmadığı gibi bir kahramanlık da değildir. Gazetecilik mesleğindeki sorunlarla savaşmanın önemli yollarından biri de dürüstlüktür. Yani kişi olarak gazeteci, mesleğini, işini yürütürken dürüstlükten sapmamalıdır.

Bir gazeteci için görev yaptığı her yeni bir gazete onun için adeta bir okuldur. Eğer insan gerçekten gazeteci olmak isterse önce emeklemeyi sonra yürümeyi ve en sonunda koşmayı öğrenir, tabii sizin de mayanızda biraz gazetecilik ruhu olması gerekir.

Gazetecilik, toplumu bilgilendirmek ve resmi kurumları, iktidarı daima doğru bilgilendirmeye yönlendirmekle sorumlu kritik bir meslektir. Gazetecilerin kullanmış olduğu etkin düzeyde sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri, toplumu adil olmayan durumlarla mücadeleye çağırmaları da işin bir parçası olarak görülmektedir.

Her insan gibi gazetecilerin de temel görevi öncelikle iyi bir insan olmak, değerlerini korumak ve insanlığa karşı sorumluluklarını yerine getirmeye gayret göstermektir. Bilgiyi ve doğruluğu savunmanın yanı sıra, iyi gazeteciliği benimsemek de gazetecinin önemli rollerindendir.

Gazetecilik kariyeri boyunca, görev alınan her yeni yayın organı bir öğrenim fırsatı olarak görülmekte, gerçek bir gazeteci olmanın yolu ise sürekli ilerleme ve gelişimle sürdürülmektedir. Gazetecilik tutkusuna sahip kişiler bu meziyetleri sindire sindire öğrenirler.

Benim kariyerimde de Odak Gazetesi'nde öğrenmenin temellerini atarken, Hisar, Haberci ve Türkeli gazeteleri benim için farklı deneyimler sunmuştur.

Mesleğe yeni başlayan arkadaşlarımıza bir kısa not: Bir gazetenin ön sayfası, yani 'vitrin' oluşturmak, medya dünyasında çoğu zaman göz ardı edilebilen fakat aslında son derece kritik bir meseledir. Odak Gazetesi'nin sahibi Mehmet Emin Güzbey ve Türkeli gazetesinin eski sahibi merhum Hacı Hakkı Özsoy gibi isimlerin oldukça önem verdiği bu detaylar, bir gazetenin kalitesini ve itibarını belirleyen unsurlar arasında yer almaktadır. Özellikle başlık, protokol sıralaması ve gazete düzeni gibi konularda titiz bir çalışma sergilenmelidir.

Bu laflardan sonra isterseniz başka bir konuya parantez açalım.

KULLAN-AT

Kullan-At Kültürü İlişkilerimizi Tehdit Ediyor: İnsanları Eşyalar Gibi Tüketiyoruz

Kullan-at ifadesi, genellikle bir defaya mahsus kullanılan ve ardından atılan eşyaları tanımlamak için kullanılmaktadır. Gelişen teknolojinin sunduğu kolaylıklar sayesinde, günlük yaşamı pratikleştiren sayısız tek kullanımlık ürün piyasaya sürülmüştür. İşlerimizi bu eşyalar yardımıyla tamamladıktan sonra kolayca çöpe atmayı normal karşılamamız gereken bir gerçektir. Ancak, ne yazık ki, eşya odaklı bu kullan-at anlayışı sadece malzemelerle sınırlı kalmadı; insan ilişkilerine de sirayet etti.

Bu anlayış, yaşam tarzımızı dönüştürdü ve insana bakış açımızı kökünden etkiledi. İnsan ilişkileri ciddi zararlar alırken, eskiden var olan eşyaların araç, insanların ise amaç olduğu günler geride kalmıştır. Şimdilerdeyse eşyalar ön plana çıkmış, insanlar ise kullanılıp atılacak basit araçlar olarak görülmeye başlanmıştır.

Menfaat temelli ilişkiler, samimiyetsizlikler ve bireysel çıkarlar için insanları feda etmek kötü bir alışkanlık haline geldi. Siyasiler mevki makam için, Öğrenciler puan için, işçiler para için, memurlar terfi için insanları kullanıyor ve işlerine yaramadıklarında bir kenara atıyorlar.

Kendimize çıkar sağlayan durumlarda başkalarını yarı yolda bırakmayı veya bizim yolumuzdan çıkarılmasını "akıllıca" olarak değerlendiriyoruz. Kendimizi haklı çıkarmak için sürekli hazır bahanelerimiz var. Tüm eksikliklerimize rağmen, mükemmellik taslayarak her şeyin bize hizmet etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bununla birlikte, kanıksadığımız bu kibir, çevremizdekiler tarafından aynı gözle görülmüyor.

Büyük resmi görmekten uzak, sadece kendi eksikliklerimizi örtbas etmeyi ve başkalarının başarılarını küçümsemeyi tercih ediyoruz. Asıl dikkat çeken nokta ise, kirliliğin sadece üzerinde çamur olan kişide değil, çamuru fırlatan kişide olduğudur. Sonuç olarak, kullan-at kültürünün bedeli bir gün ağır bir ders olarak karşımıza çıkacaktır.

Tekrar birlikte olana kadar sağlığınıza ve insanlığınıza iyi bakın efendim.