Sünger bilinenin aksine ilk haliyle endüstriyel bir madde değil, Dünya üzerinde yaşamış ilk canlılardır. Endüstriyel süngerlerin hayatımıza girişi sünger neslinin tükenmesi tehlikesi ile ortaya çıkmıştır.

Tarih boyunca insanlar süngeri yalnızca temizlikte değil, tıp alanında ve sanayide kullanmıştır. Türkiye’de özellikle Bodrum ve Marmaris gibi sahil kentlerinde süngercilik bir zamanlar önemli bir meslek haline gelmişken, günümüzde bu gelenek büyük ölçüde unutulmuş durumda.

SÜNGER NEDİR? 

Whatsapp Image 2025 02 21 At 11.01.49

Süngerler, omurgasız deniz canlıları olup, gözenekli yapıları sayesinde suyu filtreleyerek beslenen ilkel organizmalardır. Suda çözünmüş organik maddeleri ve mikroorganizmaları tüketerek, deniz ekosisteminin doğal temizleyicileri olarak işlev görürler. 

Tarih boyunca insanlar doğal süngerleri çeşitli amaçlarla kullanmışlardır. Ancak doğal süngerlerin sürdürülebilirliği ve maliyetleri nedeniyle zamanla sentetik süngerler yaygın hale gelmiştir.

Hayırlı olsun ziyareti! Hayırlı olsun ziyareti!

Süngerler genel olarak iki ana kategoriye ayrılır. Doğal Süngerler, denizlerin tabanında yaşayan çok hücreli organizmalardır. Yumuşak yapıları ve yüksek su emme kapasiteleri nedeniyle temizlik, tıp ve sanayi alanlarında kullanılmışlardır. Özellikle Akdeniz, Karayipler ve Kızıldeniz gibi sıcak sularda bulunurlar. 

Sentetik Süngerler, kullanılan maddenin farklılığı ile çeşitlilik göstermekte. Selüloz, doğal odun hamurundan üretilen, biyolojik olarak parçalanabilen çevre dostu bir sünger türüdür.  Bir diğeri Poliüretan, Petrol bazlı bir polimer olup, uzun ömürlü ve dayanıklıdır. En sonuncu Polivinil Alkol, yüksek su tutma kapasitesine sahip olup, şeklini koruyabilen bir yapıya sahiptir. 

OSMANLININ GÖZ BEBEĞİ

Türkiye’de süngercilik, özellikle Bodrum, Marmaris ve Datça gibi kıyı kentlerinde yüzyıllardır yapılan geleneksel bir meslekti. Osmanlı döneminden itibaren ticari bir sektör haline gelen süngercilik, özellikle Yunanistan, İtalya ve Fransa’ya sünger ihracatı ile önemli bir gelir kaynağı oluşturuyordu. 

Yüzyıllar boyunca, denizlerin sunduğu en değerli doğal malzemelerden biri olan süngeri toplamak için suyun altına dalan bu insanlar hem geçimlerini sağlamak hem de süngerciliği bir meslek olarak devam ettirmek için zorlu şartlara göğüs germişlerdir.

Ancak sünger avcılığı, yalnızca bir geçim kaynağı değil; aynı zamanda ölümle burun buruna gelinen, büyük beceri, cesaret ve dayanıklılık gerektiren bir meslek olmuştur. Sünger avcıları, eski dönemlerde nefeslerini tutarak dalarken, modern çağda gelişen ekipmanlar sayesinde daha derinlere inebilmektedir.

1-128

NEDEN GÖZDEN DÜŞTÜ

1980’li yıllara gelindiğinde süngercilik sektörü büyük bir gerileme yaşamaya başladı. Bunun başlıca nedenleri, Sünger hastalıkları, Deniz kirliliği ve iklim değişikliği, Kontrolsüz avlanma, Sentetik süngerlerin yaygınlaşması gibi nedenler sünger avcılığın sonunu getirdi.  

Bugün Türkiye’de doğal süngercilik neredeyse yok olma noktasına gelmiş durumda. Ancak çevresel farkındalığın artması ve sürdürülebilir denizcilik projeleri sayesinde bu sektör yeniden canlandırılabilir. 

KANSER TEDAVİSİNDE YARDIMCI

Denizden çıkarılan süngerlerin eskilerden bu zamana ‘’Koca Karı İlacı’’ olarak bilinen yöntemlerde de kullanılmış. Sünger herhangi bir işlem görmeden kazanlarda kaynatılarak pekmez ile beraber ilaç olarak tüketilmesi ve buna benzer yöntemlerin aktarımı ile tıp alanına yeni kapılar açılmış.

Süngerler ilk başta da belirtiğimiz üzere tarihte tıp alalında da kullanılmıştır. Süngerler, kanser ve enfeksiyon tedavisinde kullanılan bazı biyoaktif bileşikler üretir.  Antibakteriyel ve antiviral özellikleri nedeniyle yeni ilaç geliştirme çalışmalarında potansiyel bir kaynaktır. 

ONLAR OLMADAN DENİZLER YAŞAYAMAZ

Süngerler yalnızca ticari bir ürün değil, aynı zamanda deniz ekosisteminin düzenleyici ve koruyucu unsurlarından biridir. 

Süngerler, deniz suyunu filtreleyerek içindeki organik maddeleri, bakterileri ve mikro algleri temizler. Günde kendi hacimlerinin, binlerce katı kadar suyu süzebilirler. Bu süreç sayesinde deniz suyu berraklaşır ve ekosistemin dengesi korunur. 

Deniz Canlıları İçin Barınak ve Üreme Alanı, süngerlerin gözenekli yapısı, küçük deniz canlıları için mükemmel bir yaşam alanı oluşturur.  Mercan resifleri ile simbiyotik bir ilişki içinde olduklarından, mercanların sağlıklı büyümesine yardımcı olurlar. 

Karbon ve Azot Döngüsüne Katkı, Organik materyalleri ayrıştırarak deniz ekosistemindeki karbon ve azot döngüsüne katkıda bulunurlar.  Bu özellikleri sayesinde süngerler, iklim değişikliğiyle mücadelede dolaylı olarak önemli bir rol oynarlar. 

Süngerler, deniz ekosisteminin sağlığı için vazgeçilmezdir. Hem suyun temizlenmesini sağlayarak hem de birçok deniz canlısı için yaşam alanı sunarak biyolojik çeşitliliğin korunmasına katkı sağlarlar. Ancak aşırı avlanma, kirlilik ve iklim değişikliği gibi tehditler süngerlerin yok olmasına neden olabilir. 

Türkiye’de geleneksel süngerciliğin canlandırılması ve sürdürülebilir yöntemlerle geliştirilmesi hem denizlerin korunmasına hem de yerel ekonominin canlanmasına katkı sağlayacaktır. 

Kaynak: Gamze Karabulut