Sevgili okurlar,
“Cumhuriyet’e giden yolla” ilgili çokça yazı yazdık, görüş ve düşüncelerimizi sizlerle paylaştık..
Ben doğduğumda, “Cumhuriyet”, 30 yaşındaydı..
“Cumhuriyet” ile tanışmamın, en güzel günleri, ilkokul sıralarında başladı..
1946 Yılında,” Cumhuriyet’in eğitim hamlesi ile açılan Akyazı Alaağaç İlkokulu” yıllarında, “Cumhuriyet coşkusunu” öğretmenlerim, ailem ve arkadaşlarımla ile yaşamaya başladım..
Ne güzel yıllardı, o yıllar..
“Cumhuriyet’in mana ve önemini”, ilk olarak Başöğretmenimiz, merhum Bilal Bilmiş’ten öğrenmiştik..
“Cumhuriyet”, halk idaresi demekti..
Yani, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de(TBMM) ifadesini bulan “ Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” tanımında, kendisini bulan bir idare sistemiydi..
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “ Arkadaşlar yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz” müjdesi ile “29 Ekim 1923 Tarihinde ilan edilen ve bir devrin bittiği, yeni bir devrin başladığı günden bu yana”, tam 100 Yıl geçti..
Cumhuriyet, 100 Yaşında..
Dile kolay!
CUMHURİYET İLE 40 YIL?
Doğduğumda, 30 Yaşında olan Cumhuriyet ile tam 40 yılım geçti..
Alaağaç İlkokulu yıllarım, Akyazı Ortaokulu yıllarım ile taçlandı.
Babam Hakkı Cinal(Çavuş) okuma yazma bilse de, annem Hava Cinal Yağcı’nın okur yazarlığı yoktu!..
Kardeşlerimden ilk okullu olan Ali Cinal ağabeyim oldu..
Ondan sonra sıraya girmiştim..
Beni, diğer kardeşlerim takip etti..
Yoksulluğun tavan yaptığı yıllardı!..
Tozlu, çamurlu yollar aşıp okulumuza büyük bir sevinç ile koştuğumuz yıllar, unutulur mu?
“Bize Cumhuriyet’i, vatan, millet, bayrak sevgisini, aile kavramını, sevmeyi, sevilmeyi, ahlakı öğreten, ilkokul öğretmenlerimiz, Bilal Bilmiş şahsında, Fevzi Hancı, Mehmet Hashalıcı ve diğerlerini rahmetle, minnetle anmak”, boynumuzun borcudur..
KÖY OKULUNU YIKTILAR?
Ancak, “Cumhuriyet’in 100.Yılında, Alaağaç İlkokulu’nun yıkıldığını, aradan geçen zaman zarfında, tepkiler ışığında inşaatının başlatıldığını, fakat inşaatın durduğunu”, üzülerek paylaşmak isterim!
Köyün tam ortasında yer alan ve bu okul alanını, okul için tahsis eden Demir Ailesi’nin büyüğü “Lobut” lakaplı Mehmet Demir’i sevgi ve saygı ile anmak bize yakışandır..
Allah, kendisinden razı olsun!
Şimdi mi?
1946 Yılından bu yana bahçesinde cıvıl, cıvıl koştuğumuz, şarkılar söylediğimiz, bilgiler edindiğimiz, geleceğe hazırlandığımız, İstiklal Marşı’nı, büyük bir heyecan ve coşku seslendirdiğimiz, Bayrağımızı göndere çektiğimiz okulumuz inşaatının tamamlanarak, eğitim ve öğretime açılması isteğimizdir..
Okul yıkan zihniyetlerin, son bulması da ayrı bir temennimizdir..
Bir başka temennimiz ise, ”köy” olan adımızın “mahalleye” dönüştürülmesidir..
CUMHURİYET KÖYÜ?
Artık, “Alaağaç mahallesi”, adı tutmamıştır..
Tarihe mal olmuş olan adımızı, kullanmaya devam edeceğiz..
Burası Alaağaç Köyü’dür..
Burada bir tarih, bir yaşam, hatıralar, geçmiş yatmaktadır..
Köy Muhtarının ve ileri gelenlerinin tez elden, yeni yasalar çerçevesinde(Kırsal Kalkınma Yasası) gereği, köy haklarının geri alınması için, gerekli başvuruları yapmasıdır..
Akyazı Kaymakamlığı, Akyazı Belediyesi buna imkan tanımalı ve başvuru kapısını aralamalıdır?
Elbette, köy halkının kararı burada çok önemlidir..
Köylümüz, bilinçli bir şekilde bilinçlendirilmeli ve gereken yapılmalıdır..
Alaağaçlı bir vatandaş, bir yazar, bir gazeteci olarak bana düşen, bu hatırlatmaları yapmak, yetkilileri ikaz etmektir..
İşte, “Cumhuriyet rejimi”, bize bu imkan ve hakları tanımaktadır..
Unutulmasın ki, “Alaağaç Köyü”, bir Cumhuriyet köyüdür!
“Cumhuriyet rejimi”, bir hak arama, hakkın teslimini, yasalar çerçevesinde yapılmasını kurallara bağlayan bir yönetim şeklidir de..
CUMHURİYET 100 YAŞINDA..
Cumhuriyet ile büyük bir değişim yaşayarak, ülkemiz, insanımız ile az zamanda, büyük zorlukları aşarak, bugünlere ulaştık..
Evet, Cumhuriyet 100 Yaşında..
“Cumhuriyet”, aynı zamanda, sosyal, hukuk devletini içermemektedir..
Din ve vicdan hürriyeti bağlamında Cumhuriyet, “laikliği baş tacı” olarak kabul etmektedir..
Eşit yurttaş, eşit hak ve hukuk temelinde, Cumhuriyet, “tekke ve zaviyeleri..” reddeder..
Cumhuriyet, medeniyet yarışında, dünya ile barışı, uyumu esas alır..
Cumhuriyet’e giden yolda, Sakarya’nın önemli bir yeri vardır..
Cumhuriyet, Samsun, Sivas, Amasya, Erzurum, Sakarya Meydan Muharebesi, Büyük Taarruz ve İzmir’dir...
Cumhuriyet, düşmanın ana yurttan kovulması, denize dökülmesi, ülkeden süpürülmesidir..
Cumhuriyet,” bağımsızlık ve özgürlük, benim karakterimdir” diyen, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, en büyük eseri ve bize emanetidir..
CUMHURİYET GÜNEŞİ!
Bugün 100 Yaşına erişen Cumhuriyeti, ilelebet yaşatmak, yaşamakta boynumuzun bir başka borcudur..
Unutmayınız ki, Cumhuriyet, egemenliğini halkın kendi elinde tuttuğu, belirli zamanlarda bunu seçtiği temsilcileri vasıtası ile kullandığı, bir yönetim biçimidir..
Aziz ve Yüce milletimizin bu hakkı, en iyi şekilde koruyacağına, kullanacağına inancımız tamdır..
Çeşitli zorlukları aşan, mutlu ve müreffeh bir Türkiye Cumhuriyeti için, “çalışmaya, koşmaya, dünya milletleri ile rekabet etmeye, yarışmaya, insanımızı bilgilendirmeye, haberdar etmeye, Türk’e, Türkçe ’ye sahip çıkmaya..” hep var olacağız..
“Cumhuriyet güneşini”, kimse karartamayacaktır.
Yaşasın Cumhuriyet!
Yaşasın Cumhuriyet’in 100.Yüzyılı!