KİLİS
Yiğidin harman olduğu, "açık hava müzesi" gibi.
Babil... Hitit... Arami... Asur... Pers... Makedonya... Roma... Bizans... Selçuklu... Memluk... Osmanlı medeniyetleri...
Cami... Hamam... Çeşme... Milat öncesinden kalıntılar... "Karanfil deste gider" türküsünün yakıldığı topraklar.
Pek çok savaşın tanığı, "Ravanda Kalesi."
"Bin bir çeşit çiçek kokan... Narenciye kokan... Tarih kokan" Kilis'i gezdik... Başımız döndü.
***
Sığınmacılar dönmez
Nüfus... Merkez nüfusu... 101 bin.
İlçe ve köylerle 145 bin.
Suriyeli sığınmacı 106 bin.
Bülbülü altın kafese koymuşlar da... Mutlu olmamış... "İlle de vatanım" demiş ya...
"Sığınmacılara" sorduk:
- Suriye'de iç savaş bitince... Huzur gelince... Vatanınıza geri döner misiniz?
Çoğunluğun yanıtı:
- Dönmeyiz... Türkiye de vatan... Çocuğumuz burada doğdu... Okuyor... İş kurduk... Suriye'ye neden dönelim?
***
Vali
Vali Recep Soytürk, Covit- 19'a yakalandı... Ambulans uçakla Ankara'ya götürüldü... Tedavi süreci... Çok şükür... İyileşti...
Görevine dönüyor. Yokluğunda... Kadir Çakır, "geçici valilik" yaptı... Eski Yozgat Valisi.
***
Dikkat çekenler
Kilis'i... Kadir Çakır'la birlikte dolaştık.
"İki nokta" dikkatimizi çekti:
1. Nereye baksanız motosiklet... Türkiye'de, nüfusa oranla en çok motosiklet, sanırız Kilis'te... Motosiklet tamirciliği... Çok önemli bir meslek.
2. Suriyeliler... Pastacı... Dönerci... Kasap... İnşaat ustası... Ayakkabıcı... Bakkal... Fırıncı.
***
Ünlü bestekâra vefa
Valilik'ten çıktık... Yürüyüş mesafesinde bir konak... "Alaeddin Yavaşça Müzesi."
***
Gönüllerde yaşatılıyor
Gece vakti... Müzik sesi... Alaeddin Yavaşça'dan... Ünlü, "Hoca'nın ilk aşkı... İlk bestesi."
"Ümitsiz bir aşka düştüm ağlarım ben halime.
"Gölüm kırık, bağrım yanık, hasretim bir yârime."
Bir lokanta... Yine, "Hoca'dan" bir beste yükseliyor:
"Boğaziçi, şen gönüller yatağı."
Suriyeli sığınmacı kebapçısı... Yine Alaeddin Yavaşça.
"Senden uzak günlerim zindan oluyor."
Kilis'in bağrından çıkan, "Hoca" ölmemiş... Hemşehrilerinin gönlünde yaşıyor.
***
Sevenler, sevilenler
Ünlü şair... Faruk Nafiz Çamlıbel... Eşini kaybedince, karalar bağlar... Günlerce evden çıkmaz.
Duygularını kâğıda döker:
"Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok,
Bir yer ki sevenler, sevilenlerden eser yok."
Alâeddin Yavaşça... Şiiri okur... Duygulanır... Ve besteler... Hicaz makamında:
"Bezminde kadeh kırdığımız sevgililer yok,
"Bir yer ki sevenler, sevilenlerden eser yok."
***
Uluç ailesinin evi
Şehir merkezinde... Bir ev gösterildi... Hemen altında, "tünel" var... "Alt geçit."
"Burası" dediler:
Gazetenizin yazarı Hıncal Uluç'un dedesinin evi... Babasının doğduğu... Uluç ailesinin evi.
Ev... Tırıklı Mahallesi'nde... Şeyh Camii Sokak'ta.
Sorduk:
- Kim oturuyor? Uluç ailesinden kimse var mı?
"Yok" dediler.
Geçen yıllarda, Hıncal Uluç gelmiş... Ağabeyi Öcal Uluç da gelmiş.
Ev... Satılmış... Bakımlı... Yeni sahipleri oturuyor.
***
Ombudsman Muharrem Efendi
Kilis'in yaşlıları... "Aileyi" anlatıyorlar... Özellikle dedeyi.
Türkeş'in yakını... Sırdaşı... Kara kutusu...
Kilisliler... Hıncal ve Öcal Uluç'a selam yolladılar.
Dedik ki, "Aracıya gerek yok... Kendiniz konuşun."
Telefon... Karşımızda Hıncal Uluç.
Bir telefon da Öcal Uluç'a
Uluç kardeşler duygulandı.
Kilisliler de öyle... Boğazlar düğümlendi... Memleket hasreti... Hemşehrilerin duygusal sözleri.
***
"Zeytinin anavatanı"
Nereye gitsek... Kime selam versek... Herkes, "Zeytinyağından" söz ediyor... Slogan:
"Kilis... Zeytinin anavatanı."
"Oylum Höyük" kazı alanında... "Dört bin yıllık" zeytin çekirdekleri bulunmuş... Sergileniyor...
Kilis'in, "Zeytinyağı sicili" o kadar eski.
Yılda 25 bin ton zeytin toplanıyor... "Yağ" yapılıyor.
***
Mini anket
Erken seçim... Siyaset... Sorunlar... Beklentiler. "Erken seçimde ne değişecek?" diyen çok.
"Gündem seçim değil, ekonomi... Fiyatlar... Elektrik... Akaryakıt" diyen daha çok.
Beklenti... "Zamların geri çekilmesi."
Siyaset dili... Hakaret... Gerilim... "Herkesin ortak şikâyeti."
***
Yavaşça veda
Tarihi camiler... Asırlara meydan okuyan cumbalı evler... Neşet Efendi Konağı... Akıncı Konağı... Hangi birini sayalım?
Kilisli misafirperver... Gece yarısı... Dedik ki:
- Bize müsaade... İstikamet Gaziantep.
Bir şarkı söyleniyordu... Ses, Alaeddin Yavaşça'nın evinden geliyordu:
"Yalan dünya, yalan dünya."