Sevgili okurlar,
Bugün de şu, “memleket hallerini” yazamadan, geçmeyelim?
Ne dersiniz?
Nereden başlayalım?
Şu Somali Cumhurbaşkanının torpilli, diplomat pasaportlu oğlunun, bir motosiklet kuryeliği yapan, vatan evladı, emekçi bir aile resini ezip geçmesinin üzerinden günler geçti..
Vay, ki ne vay?
“Adaletin tecelli etmesi”, bekleniyor ya?
Ey adalet, hangi dağın ardındasın?
Elma dersem, çık!
Armut dersem, saklan!
Seni, ne arayan var, ne soran?
“Resmen, bir cinayete imza atan ve sonra da koruma zırhı altında, ülkeyi elini kolunu sallayarak, terk eden, kayıplara karışan bir Sultanın oğlunu konuşuyoruz” günlerce?
“Cinayet, ihmal, koruma, üzerini örtme”, ne istersen var, bu dosyada?
Bilmez misiniz, bu konuda üzerimize düşeni, fazlası ile yapan bir ülke değil miyiz?
Şu,”Suudi Arabistanlı muhalif gazeteci Adnan Kaşıkçı, cinayeti ve dosyası”, hala hafızalarımızda taze değil mi?
Ne oldu?
Amerika’dan, Türkiye’ye gelen ve Suudi Başkonsolosluğu’na bir giren ve bir daha çıkamayan Adnan Kaşıkçı dosyasına, şerh koyan hakimenin nereye sürüldüğünü de mi, bilmiyorsunuz?
Vah ki, ne vah?
Ülekemde, bu hallerde kol geziyor, kol?
“Adalet tecelli edecek ya”, hangi adalet?
Güzel kuşum kanaryam, vatan millet Sakarya’m!
Ya da, “es deli rüzgar, ne yandan esersen es, ne dalımız, ne budağımız” kaldı?
HAK,HUKUK,ADALET?
Bu ülkede, “hak, hukuk, adalet” için ana muhalefet partisi lideri (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’dan İstanbul’a yürümedi mi?
Ya şu hala kodeste bulunan Can Atalay hatırlanır mı?
O da mı, kim?
Hataylıların son seçimde, seçerek,TİP adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne(TBMM) gönderdiği milletvekili..
Yani, halkın seçilmiş milletvekili?
Hakkı teslim edildi mi?
Ne gezer?
Bu memlekette, Anayasal bir kurumun verdiği kararlar bile umursanmıyorsa, neyi konuşalım?
Ya hapishanelerde çileye mahküm edilen diğer mahpuslarımız?
Onları mı, unuttuk vallahi!
Unuttuk, zira herkes can ve mal derdinde!?
Neyini anlatayım memleketin, Allah aşkına, neyini?
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bütçe görüşmeleri sırasında bakanlığı ile ilgili açıklamalarda bulunuyor?
Vay ki, ne vay, ne?
ADI MI, İSLAMİ RAHATSIZLIK?
Bakınız, Milli eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Zilletin İslami rahatsızlığı” başlığı altında, neler söyledi, neler?
Tekin,” “MEB şu anda, 2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 protokol yapıyor. Bu protokollerden bin 167 tanesi resmi kurumlarla. 550 tanesi STK’larla. 986 tanesi ise TEMA’dan Kızılay’a bir sürü STK’yla. Bunların içinde sizin ‘tarikat-cemaat’ dediğiniz, bizim ‘STK’ dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır.
CÜRETE BAK, CÜRETE?
Ve ben bu protokollerle bize hizmet eden, destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla da protokol yapmaya devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor. Onlardan siz bunun için rahatsızsınız. Protokol yaptığımız, bu STK’lar sizin çocukları dağa çıkarmanıza engel olduğu için çatlıyorsunuz. Ben o STK’larla protokol imzalamaya devam edeceğim. Çocuklarımın dağa çıkmaması için buradan devam edeceğim” diyor!
Vay ki, ne vay?
Bir ülkenin Milli Eğitim Bakanı olan Yusuf Tekin’in, bu açıklamaları, sizi, bizi gelecek adına endişelendirmez mi, kuşkulandırmaz mı?
İşte, her şey ayan, beyan ortada!..
HEDEFLERİ LAİK EĞİTİM SİSTEMİ?
“Laik Sistem, dağa insan kaynağı sağlıyor” diyerek, Cumhuriyet değerlerine, Atatürk Türkiyesine, velhasıl Türkiye Cumhuriyeti, Milli Eğitim politikalarına alenen bir saldırı ortada!
“Fetullahçı Cemaat ile kol, kola girip, ülkeyi talan edenlerin, bir darbe kalkışmasına kalktıları bile unutulmuş, yeniden, bu tür cemaat ve yapılanmalar ile ballandıra, ballandır iş tutulduğu, protokol imzalandığı” itiraf ediliyor..
Daha, ne desin, sayın Bakan?
İşi, bir kere “size, bize “ kadar indirgemiş?
Allah aşkına, siz kim, biz kim?
“Bu ayrılık ve gayrılığın” manasını, Sayın Bakan Tekin bilmez mi?
Bal gibi biliyor da, işine geldiğini söylüyor hazretleri!
O koskoca öğretmen ve yönetici ordusuyla, Milli Eğitim’i bu hallere düşürenler, inşallah bir başka cemaat darbe kalkışması ile karşılaşmazlar!?
“Milli Eğitimi, yaz-boz tahtasına çevirenlere, bakana ve gidişata”, bir bakarmısınız?
Milli Eğitim, kimlere teslimmiş de, haberimiz yokmuş?
Kimin, kime, hangi hedefe, kimlere hizmet ettiği açık ve aleni ortada..
Vah gençliğim, vah!?
ASGARİ ÜCRET?
Türkiye’de “asgari ücret” görüşmeleri sürüyor, bir tarafta açlık, yoksulluk ve ekonomik krizde debelenenler, öte yanda ise İstanbul gibi bir metropolde, ballı kaymak maaş ile ev bulamayanlar!
Handa, bunda, şundadır!
Biz, rakam teleffuz etmeyiz ha?
CİĞER KEBAP PARTİLERİ?
Ankara’da ise, milletvekilleri kebap partilerinde!..
“Çevir kazı yanmasın siyasetinin”, ciğer kebab davetlerine icabet eden milletvekilleri, acaba vatandaşın, kediler gibi ciğere uzaktan bakar hale geldiğini bilmiyorlar mı?
Vah ki, ne vah!
Memleketin halları, yüreğimizi dağlar, “adaletsizlikler, hukuksuzluklar, tarafgirlik, işgüzarlıklar”, bizleri derinden sarsar.!.
Uzağa gitmeye, gerek yok?
Bilesiniz ki, “bu başı bozuk düzenen müsebbibi bizleriz”, bizleriz!
Ellerimiz kırılası, değil mi?
Ya da,” kendim ettim, kendim buldum” pişmanlığı!?