Geçen hafta sana Kastamonu’nun şirin bir ilçesi olan Cide’den yazarken bu haftaki yazımızda Avam ile Havas’a ilişkin bazı notlarımı paylaşacağımızı söylemiştim sana hatırlarsan eder Bünyamin!
Toplum ve o toplumda yaşayan insanlar çoğu zaman ikili tasniflerle birbirlerinden ayrıştırılarak tanımlanmaya çalışılır.
Her şey zıddı ile kâimdir ayrıca. Dürüstlük ise yalancılık; cesaret ile korkaklık; cömertlik ile cimrilik; çalışkanlık ile tembellik, eminlik ile hainlik gibi ayrımlar vardır. Bunların yanısıra biraz daha üst değerlendirmeler vardır ki
onlar da mesela cahil ile aydın ve avam ile havas ayrımıdır.
Bu yazımızda avam ile havas arasındaki “ince” ayrıntılar ve farklılıklar üzerine önceden yazdığımız küçük notlarımızı birlikte okuyacağız seninle. Bakalım azamiliğe mi yakın bir yaşayış üzereyiz yoksa havasa mı daha yakınız?
Haydi şimdi o notlarımızı paylaşalım birlikte. Belki sadre şifa bir kaç söz söylemişizdir.
“AVAM AVAMİDÎR.
HAVAS DA HAVASÎDİR.
İKİSİNİN MÜLHAKÂTI
İNCE, NAİF, KESİN VE KESKİN
BİR ÇİZGİYLE AYRILMIŞTIR.
AVAMIN HAVAS OLABİLMESİ
NE KADAR ZORSA
HAVASIN AVAMÎLEŞMESİ DE
ONDAN DAHA ZORDUR.
AVAMIN
VARLIK ANLAYIŞI İLE
HAVASIN
VARLIK ANLAYIŞI ARASINDA
HİÇ BİR BENZERLİK
OLMAMASINDAN
KAYNAKLANMAKTADIR BU.
AVAM
VARLIK SAHİBİ OLDUKÇA
YOKLUĞA DOĞRU GİTTİĞİNİ
FARKEDEMEZKEN
HAVAS
YOKLUĞA SAHİP OLDUKÇA
VARLIĞA DOĞRU İLERLEDİĞİNİN
FARKINA VARABİLMEYE
BAŞLAMIŞTIR.
AVAM
VARLIK SAHİBİ OLDUĞUNDA
YOKLUĞUN
TÜKETİCİ PENÇESİNE
DÜŞTÜĞÜNÜN
FARKINA VARAMAZKEN,
HAVAS
YOKLUĞA SAHİP OLDUKÇA
BELKİ VAR OLMAYA
HAK KAZANABİLECEĞİNİN
FARKINDADIR.
HAVAS
AVAMIN DÜNYASINI
ANLAR DA
AVAM
HAVASIN DÜNYASINI
ZİNHAR ANLAYAMAZ.
HAVASIN DÜNYASINI
ANLAYAMADIĞI İÇİN DE
O DÜNYANIN TADINA VARAMAZ.
TADINA VARAMADIKÇA DA
HAZZINA EREMEZ.
HAZZINA EREMEDİĞİ İÇİN DE
HAVASÎ DÜNYADAN
KENDİNİ UZAK TUTMAYI
MARİFET BİLMEYE BAŞLAR.
NİHAYET VARLIĞIYLA (!)
KENDİNİ
BAŞBAŞA BIRAKARAK
YOK OLUŞUNU
HAZIRLAMAYA BAŞLAR.
HİÇ BİR ŞEY’E
SAHİP OLMAYAN HAVAS
HER ŞEY’E
SAHİP OLDUĞUNU SANAN
AVAMA
VARLIĞI İLE YOKLUĞU
BELLİ OLMAYAN
BELLİ BELİRSİZ BİR
TEBESSÜMLE
BAKACAKTIR EN SONUNDA..
AVAM YA DA HAVAS
OLMAKSA
İKİ DÜNYANIN
AKABE VE TÜNELLERİNİN
ARDINDAKİ BAHÇELERİN
DİKEN VE GÜLLERİNİN
FARKINA VARABİLMEKLE
MÜMKÜN OLABİLECEKTİR ANCAK!...”
Sen de lüzumuna binaen bu yazıda zikredilen fark ve farklılıkları tekrar tekrar okumaya çalış ve nerede olduğunu anlamaya ve idrak etmeye çalış Bünyamin!
Şunu da unutma ki avam her ne kadar kendinden ve hayatından ne denli memnun ve mutlu gibi gözükse de sonuçta onların hayatı yaşamanın bedeli olabilecek bir hayat değildir sanırım.
Hani Nasrettin Hoca’nın kasaptan tarifiyle birlikte aldığı ciğeri kapan kargaya doğru başını yukarıya kaldırarak “İstediğin kadar ciğerimi kap, o ciğerin tarifi bende, ağız tadıyla yiyemezsin sen onu!” dediği gibi avam yaşayışından memnun(!) olsa da niçin yaşanıldığı, nasıl bir yaşayışla insanlığın ortak paydasına pay olunduğu, yaşamaktan maksadın ne olduğu, Hoca Nasrettin’in bir kargadan hangi yön ve amaçlarla ayrıldığı gibi yaşayışın tarifleri havasın yedindedir.
Sen de bir karga gibi gördüğün ve kapabileceğin ciğerleri elde edip ağız tadıyla yiyebileceğini sanma! Amacımız sadece ciğer yemek için yaşamak değildir zira.
Hayatı mekruh ve mundar etmeden yaşamak olmalıdır amacımız. Tıpkı havasın yaşadığı gibi yaşamaya çalışmalıyız evvelemirde.
Hem bizim, hem toplumumuzun hatta kargaların huzuru bile bundadır çünkü