ANILAR

( Geçmiş Zaman Olur Ki… )

Aile geleneğine uygun olarak, ilk torun olma avantajıyla, çocukluğumun ve gençliğimin önemli bir bölümünü büyükbabamın ve anneannemin yanında geçirdim. Büyükbabam yaklaşık 20 yıl, 1945’e kadar, Sivrihisar belediye başkanlığı yapmıştı. 1946 yılında Demokrat Parti’ye girmiş ve o yıl bu partiden Eskişehir mebusu seçilmişti. 27 Mayıs 1960 ihtilaline kadar 14 yıl bu sıfatı devam etmişti. Bizim evde sürekli siyaset konuşulur ve üst seviyede siyasi olaylar gündemde olurdu. Ancak ileriki yıllarda böyle bir ortamda bulunmama rağmen aktif siyasete fazla ilgi duymadım.

28 Haziran 1951’de Ankara’da Anadolu Kulübü’nde teyzemin düğünü yapıldı. Ben henüz 11 yaşındaydım. Düğüne devlet büyükleri de katılmıştı. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’da ( o tarihte 70 yaşındaydı ) gelmişti. Elini öptüm, beni okşadı ve  “Düğününe beni de çağıracaksın değil mi?” diye sordu. Fotoğraflarda görüldüğü gibi Başbakan Adnan Menderes ve Eskişehir mebusları Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Bayındırlık Bakanı Kemal Zeytinoğlu da düğünde bulunuyordu. Büyükbabam da Demokrat  Parti Grup Başkan Vekiliydi. Teyzem göz doktoru yüzbaşı Süleyman Güleç ile evlenmişti.

Aradan yıllar geçti 17 Şubat 1959 yılında, Başbakan  Adnan Menderes başkanlığında bir heyet THY uçağı ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş anlaşması için Londra’ya giderken uçak düştü ve çok sayıda şehit verdik. Adnan Menderes yaralı olarak kurtuldu. Şehitler arasında Kemal Zeytinoğlu’da bulunuyordu.

27 Mayıs 1960 tarihinde ihtilal oldu ve Yassıada’da  yüz kızartıcı bir mahkeme kuruldu. Bu mahkemenin savcılarının, hakimlerinin ve görevli komutanlarının adını anan yok. Bunların aileleri bile soyadlarından utanıyorlar. Davalar sonucunda fotoğraflarda bulunan  Menderes ve Polatkan idam edildi. Celal Bayar’ın cezası idamdan müebbete çevrildi. Büyükbabam 5 yıl 6 aya mahkum oldu.

27 Mayıs İhtilali ile belediye başkanı olan dayım görevden alındı. Babam devlet memuru idi, emekli edildi. Büyük eniştem silahlı kuvvetlerden istifaya zorlandı. Bankadaki hesaplarımıza ve kasalara el konuldu. Komisyonların incelemesi sonucu hiçbir suistimale rastlanmadı. Bu ihtilalin mahkemelerinin hayatta kalan son şahidi Hüsamettin Cindoruk ile Basın Konseyi üyesiyiz. Bir araya geldiğimizde eski günleri de konuşuruz. Bu gün sorumlu mevkilerde bulunanların geçmişin tecrübelerinden yararlanmalarında ve benzer hataları tekrarlamaktan sakınmalarında yarar vardır. Demokrasinin değerini çok iyi bilmemiz gerekir.