Ramazan ayı bir yıl aradan sonra geri döndü. Müslümanlar, bu bereketli zamanı 30 gün boyunca kutlayacak. Ramazan süresince, insanlar, zayıf veya durumda olmayanların halini daha iyi anlama fırsatı bulurken, belirlenen fidye ve fitre ile bu kişilere destek sağlıyor. Her yıl Diyanet, resmi olarak Fitre ve Fidye miktarlarını açıklıyor ve 2025 yılına ilişkin bu miktarlar da netleşti. Peki, 2025 yılında Fitre ve Fidye kime gerekecek, tutar ne kadar, hangi tarihlerde ödenecek?

2025 YILI FİTRE İLE FİDYE TUTARI NE KADARDIR?

2025 yılı Fitre ve Fidye miktarı 180 TL olarak belirlenmiştir.

FİTRE NEDİR, KİMLERE, NE ZAMANDA VERİLİR?

Fıtır sadakası, toplumda fitre şeklinde bilinir ve insan olmanın, Ramazan orucunu tamamladıktan sonra bayrama erişmenin bir şükran örneğidir. Dini açıdan zengin kabul edilen ve Ramazan ayı sonuna ulaşan her Müslümanın, belirli kişilere vermesi gereken bir sadakadır. Bu durum, Peygamber Efendimizin sünneti ile sabitlenmiştir. (Buhârî, Zekât, 70-78 [1503-1512]; Müslim, Zekât, 12-21 [984-985]).

Makbul sayılan bir kişinin, fitrelerini kendisi ve küçük çocukları adına vermesi gereklidir. Peygamberimiz, köle, hür, büyük, küçük, kadın ve erkek tüm Müslümanların fitre vermesi gerektiğini belirtmiştir. (Ebû Dâvûd, Zekât, 20 [1619]).

Fıtır sadakasının verilmesi gereken zaman, Ramazan Bayramı birinci günü olarak kabul edilse de, bayramdan öncesinde verilmesi daha faziletli sayılmakta ve özellikle bayram namazı öncesi verilmesi tercih edilmektedir. Bununla birlikte, bayram günü ya da sonrasında da fitre verilebilir. Fakat, bayram sonrasına bırakılması istenmeyen bir durum olarak değerlendirilmektedir.

Şâfiî mezhebine göre, fitre, geçerli bir mazeret yoksa bayramın ilk günü akşamdan sonra verilmesi yasaktır. Ramazan’ın ilk günlerinde fitre vermek de uygun görülmektedir.

Emeklilere Vakıfbank’tan 35.440 TL’ye Kadar Ödeme! Emeklilere Vakıfbank’tan 35.440 TL’ye Kadar Ödeme!

Fitre vermenin amacı, ihtiyaç sahibi bir kişinin, bulunduğu toplumun yaşam standartlarına göre bir günlük gıda ihtiyacının karşılanmasıyla onun bayram sevincine katılmasına yardımcı olmaktır.

Günümüzde fıtır sadakasının miktarını belirlerken, bir bireyin bir gün boyunca (iki öğün) gereksinim duyduğu normal gıda miktarını esas almak daha uygundur. Kişi, dini olarak zengin kabul edilen bireylere, köklerine (anne, baba, dede, nine), dallarına (çocuk ve torunlar) ile eşine fıtır sadakası veremezler. Fitreler, tek bir fakire verilebildiği gibi, birden fazla fakire de verilebilir. Fakat, bir kişiye verilen miktar bir fitreden az olmamalıdır.

FİDYE NEDİR, KİME, NE ZAMAN VERİLİYOR?

Diğer yandan, fidye, birinin zor bir durumdan kurtulması için ödenen bir tutardır. Dinî bir kavram şeklinde fidye, oruç ibadetinin yerine getirilememesi ya da hac ibadeti sırasında bazı hataların telafi edilmesi amacıyla ödenen maddi bedeli ifade etmektedir. Kur’an’da bu konuyla ilgili şöyle denilmektedir: “Oruç tutmaya gücü yetmeyenler, bir yoksula yemek verir. ” (elBakara, 2/184)

Bu bağlamda, yaşlılık veya iyileşme umudu olmayan bir hastalık nedeniyle oruç tutamayan bir kişi, eğer bu oruçları daha sonra kaza etme şansını bulamazsa, her gün için bir fidye ödemelidir (Serahsî, elMebsût, 3/100; İbn Kudâme, elMuğnî, 3/3739).,

Şafilere göre, Ramazan ayında kaza yükümlülüğü herhangi bir mazeret olmadan yerine getirilmezse, bir sonraki Ramazan geldiğinde bu kaza borcuna ek olarak bir de fidye ödenmesi gerekmektedir (Nevevî, elMecmû’, 6/364; Şirbînî, Muğni’lmuhtâc, 2/175).

Şafiî mezhebine göre, fidye ödeme zorunluluğu gebelik ve emzirme durumlarıyla da ilgilidir. Eğer kadınlar, çocuklarının sağlığını düşündükleri için oruç tutamıyorsa, bu günlerin hem kaza edilmesi hem de fidye verilmesi gerekir. Ancak eğer kaygı kendileri ile ilgiliyse yalnızca kaza yeterlidir (Nevevî, elMecmû’, 6/267).

Ayrıca, hac ve umre ibadetleri sırasında yaşanan bazı eksiklikler için uygulanacak maddi ceza da fidye ile ilişkilidir (elBakara, 2/196).

Fidye, bir kişinin gün boyu yeterince doyabileceği yiyecek ya da bu yiyeceğin değeri olarak ödenir. Bu tutar, fıtır sadakasıyla eşittir ve fidyenin minimal ölçüsünü oluşturur. Maddi durumu uygun olanların daha fazlasını vermesi ise daha faziletli olarak kabul edilir (elBakara, 2/184; Merğinânî, elHidâye, 1/124).

Editör: Fadime Özkaran